Onun evinde kan dökemem ama dışarıda senin boğazını keseceğim | Open Subtitles | لن أريق الدمِاء في بيتها لكني سأقطع حلقك عما قريب |
Bu saçmalıkların yüzünden adam ölürse babamın Federasyon Ordu kılıcıyla boğazını keserim. | Open Subtitles | إذا مات بسبب تهورك سأطعنك في حلقك بسيف جيش الاتحاد الخاص بوالدي |
İyi ki ağzın açık değilmiş yoksa boğazına kaçardı. | Open Subtitles | ـ من حسن حظك ان فمك كان مغلق والا لعلقت في حلقك |
boğazına bastıkça aşağıya doğru bir kasılmanın indiğini farkedeceksin. | Open Subtitles | بينما أنا اضغط على حلقك سوف تشعرين بإنقباض بالأسفل |
Ameliyat esnasında entübasyon yapıldı. Cerrah, boğazından aşağıya bir tüp soktu. | Open Subtitles | عندما أجريت الجراحة، وضع لك الجراح أنبوب في حلقك |
Boğazın boydan boya kesilmiş halde seni hastaneye mi götüreceğim? | Open Subtitles | وأذهب بك إلى المستشفى، ويكون حلقك مذبوحًا من الأذن للأذن؟ |
Yenildiğinde Boğazında olan elin bir önemi vardır. | Open Subtitles | هناك شعور بكون وجود يد على حلقك عندما تهزم |
Ve ben boğazını kestiğimde bunu ikimzden bir hediye olarak düşün. | Open Subtitles | لذلك عندما اجز حلقك فكر به على انه هدية من كلينا |
Öncelikle tıraş olmalısın. boğazını kesmemeye çalış. | Open Subtitles | في البداية يجب أن تحلق، وحاول ألا تقطع حلقك. |
Benim paramı da böyle ortadan kaybetmeyi dene ve ben de senin boğazını keseyim. | Open Subtitles | حاول أن تعبث بحصتي من النقود ولسوف أقطع حلقك |
Yüzünü her gördüğümde, boğazını sıkmak istiyorum. | Open Subtitles | ، كل مرة أرى فيه وجهك أرغب في تمزيق حلقك |
Bir gece yatağında uyurken evine süzüleceğim ve boğazını keseceğim. | Open Subtitles | ذات ليله سأتى الى منزلك حيث تنام وسأقطع حلقك |
boğazına bakacağım, kafatası filmlerini çekeceğim. | Open Subtitles | سوف ألقي نظرة على أسفل حلقك القيام ببعض الفحوصات على الجمجمة. |
Ablanı dinleme. boğazına parmağını sokmak, adamı kusturmaz. | Open Subtitles | لا تستمع الى أختك، إدخال إصبعك الى حلقك لا يجعلك تتقيأ |
Öyleyse, parmağını boğazına sok. Buzlu su iç, cin içiyorum de- | Open Subtitles | إذاً ضع اصبعك في حلقك واشرب ماء مثلج وقل أن هذا ربح |
Onu alıp boğazından içeri... öyle derine sokarım ki 911'i midenle tuşlarsın. | Open Subtitles | سأدخله في حلقك ستتمكنين من الاتصال بالطوارئ بواسطة بلعومك هل تسمعين؟ |
- Merhaba. Boğazın mı düğümlendi yoksa beni gördüğüne sevindin mi? | Open Subtitles | هل هناك ضفدعاً فى حلقك أم أنّك سعدت لرؤيتى؟ |
Boğazında takıldı kaldı, değil mi? | Open Subtitles | انها عالقة في حلقك مجددا ، اليست عالقة ؟ |
Ağabeyim hakkında bir şey daha söylersen hayalarını gırtlağına sokarım. | Open Subtitles | إن تفوّهتَ بكلمة أخرى عن أخي فسأركل خصيتاك إلى حلقك |
Sorun şu ki bunların çoğu lanet gırtlağını parçalardı. | Open Subtitles | المشكلة أن معظمهم يريدون أن يمزّقوا حلقك اللعين |
Dikkatli olsan iyi edersin, yoksa boğazınıza pipet deliği açarım. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تنتبـه و إلا فتحت حلقك كعلبـة عصير |
boğazının arkasından damlayan kan seni boğacak ve bakır tadı mideni bulandıracak. | Open Subtitles | والدم يتقاطر في أسفل حلقك تغص به ويمنعك عن الكلام مع طعم ، نحاسي المذاق من البنسات المحروقة |
Ya bu içkiyi içersin ya da dişlerini ağzına dökerim senin, tamam mı? | Open Subtitles | اشرب هذا المشروب او انا سوف اقبض على اسنانك و احذفهم فى حلقك,حسن؟ |
Gırtlağından hortum sokup tüm sıvıları dışarı çıkıyorlar. | Open Subtitles | يضعون أنبوب في حلقك ويمتصون العصارة وكومة من الأمعاء |
küpeni de sevdim. Nereden buldun? | Open Subtitles | يعجبني حلقك أيضاً من أين أتيت به؟ |
Los Angeles'teki operasyonu batırın ben de sizi öyle batırırım ki Gırtlağında hissedersin. | Open Subtitles | لقد أفسد رجالك هذه العمليه في لوس أنجيلوس وأنا سوف أكون هناك لتصعيب الامور عليك أكثر وسوف تشعر بغصه في حلقك |
Chesterton, Boğazınızda bir şey şarkı söylüyormuş gibi hissedeceksiniz. | Open Subtitles | "تشستيتن) ، أشعر بلذاعتها) تتغنى في حلقك" |
Bunu boğazınızdan çıkaracağım. | Open Subtitles | -سوف أُخرج هذه من حلقك اتفقنا ؟ |