Başka kimsenin çözemeyeceği bir vakayı çözdün. | Open Subtitles | لقد حللتَ حالةً لم يستطع حلّها سواك |
O hâlde davayı çözdün demek. | Open Subtitles | حسناً، فلابدّ إذن أنّكَ حللتَ القضيّة |
Davayı nasıl çözdün? | Open Subtitles | كيف حللتَ القضيّة؟ |
Bütün sorunlarınızı çözdünüz mü? | Open Subtitles | إذاً حللتَ كل المشاكل؟ |
Onu çözdünüz, bunu çözdünüz. | Open Subtitles | -لا؟ حسناً، لقد حللتَ هذه، وحللتَ تلكَ |
Kediye duyduğun delice saplantıdan dolayı tamamen gereksiz bir gizemi çözdün. | Open Subtitles | حللتَ معضلةً تافهةً كلّياً |
Bir vaka daha çözdün. | Open Subtitles | حللتَ حالةً جديدة |
Davayı çözdün. | Open Subtitles | فقد حللتَ القضية. |
Davayı çözdün.Sana minnettarım. | Open Subtitles | حللتَ القضيّة. -لكمّ أقدر هذا . |
Davayı çözdünüz mü? | Open Subtitles | هل حللتَ القضيّة؟ |