| Hava kararmadan önce onu yamaçtan indirip güvenli bir yere götürün çocuklar. | Open Subtitles | يا رفاق، أنزلوا من هذا المنحدر .إلى مكان أمن قبل حلول الظلام |
| Bakın çocuklar bu bize hiç yardımcı olmuyor, Hava kararmadan Bruce'a ulaşmamız lazım. | Open Subtitles | لا تريدون أن نبدأ بهذا يجب أن نعثر على بروس قبل حلول الظلام |
| Peki ya Hava karardıktan sonra içkiler içilmeye başlandığında ortaya çıkan diğer olumsuzluklar? | TED | وماذا عن النوع الآخر من الثغرات، تعلمون ما يحدث بعد حلول الظلام عند تناول المشروبات. |
| Hava kararana kadar kıyıya dönmezler. | Open Subtitles | لا يعودوا أبداً للشاطئ إلا بعد حلول الظلام |
| Akşam vakti, megapol köylere bölünür. | Open Subtitles | مع حلول الظلام المدن الكبيرة تتشظى إلى قرى |
| akşama kadar buzula ulaşır ve kampı oraya kurarız. Ertesi gün de enkaza ulaşırız. | Open Subtitles | سنصل الى الجبل عند حلول الظلام وفى الصباح نبدأ التسلق |
| karanlık çökmeden geri dönmek için geç kaldık, Gece gitmek de çok tehlikeli. | Open Subtitles | من المتأخر جدا الرجوع قبل حلول الظلام ومن الخطر جدا الذهاب في الليل |
| Karanlık çökene kadar bekleyeceğiz ve sonra işimizi halledeceğiz. | Open Subtitles | سوف ننتظر حلول الظلام لنقوم بترتيب حاجياتنا |
| Çok yol gitmem lazım ve Hava kararmadan dönmek istiyorum. | Open Subtitles | لدي طريق طويل للذهاب اليه واريد الرجوع قبل حلول الظلام |
| Evet. Hava kararmadan önce bir sığınak yapmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نعد مكاناً لنلجأ إليه قبل حلول الظلام. |
| Öğleden sonra, Hava kararmadan uğrasın. | Open Subtitles | بعد ظُهر اليوم, أىّ وقتٍ قبل حلول الظلام. |
| Planımız çocuğun göğsünü tamir edip, Hava kararmadan golfa gitmek. | Open Subtitles | وعلينا فتح صدر هذا الصبي والذهاب للعب الغولف قبل حلول الظلام |
| Hayır, Hava karardıktan sonra bahçıvanla geri göndereceğim. | Open Subtitles | كلا , سأطلب من البستانى أن يرجعها بعد حلول الظلام |
| Şahsen, bu günlerde, ben Hava karardıktan sonra dışarı çıkmazdım. | Open Subtitles | شخصيا , لا اريد الخروج بعد حلول الظلام في هذه الأيام. |
| Hava kararana kadar sörf yaptık ve daha sonra da sahilde parti yaptık. | Open Subtitles | صحيح، لقد... لقد قمنا بالقيادة حتى حلول الظلام وبعدها إحتفلنا قليلاً على الشاطئ |
| Akşam çökünce, evini terk etmeye kimsenin cesareti yok. | Open Subtitles | لم يعد هناك شخص يجرؤ على مغادرة المنزل بعد حلول الظلام. |
| Şimdi, motele gidiyor ve akşama kadar bekliyor. | Open Subtitles | لنرى، هو يصل إلى الموتيل وينتظر حتى حلول الظلام |
| Vaktinin olduğunu ve Gece olduktan sonra gitmek isteyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّكِ لا تُمانعين الإنتظار، وتُفضّلين القيادة بعد حلول الظلام. |
| Sizi göremezler. Bir sorun olursa Karanlık çökene kadar burada bekleyin ve sonra geri dönün. | Open Subtitles | إذا كان هناك أى مشاكل إنتظروا حلول الظلام حتى تعودوا |
| Daha erken. karanlık çökmeden dört beş mil daha gidebiliriz. | Open Subtitles | مازال الوقت مبكراً , يمكننا تخطى أربع أو خمسة أميال قبل حلول الظلام |
| Önemli değil.Geri dönüp Karanlık çöktükten sonra Alvarez'i vurmamız gerek. | Open Subtitles | هذا لايهم، علينا الرجوع ونحاول قتل "الفاريز" بعد حلول الظلام |
| Sizi hava kararınca görürsem tutuklamak zorunda kalırım. | Open Subtitles | لو أمسكت بكم فى البلدة بعد حلول الظلام سأقوم باحتجازكم |
| Tekrar ediyorum, tanıklar New York polis teşkilatından üniformalı bir polisin Karanlık bastıktan sonra işlenen cinayetlerin sorumlusu olduğu şeklinde ifade verdiler. | Open Subtitles | أكرر , هو شخص يرتدي الزي الرسمي للشرطة في إرتكاب ... هذه الجرائم الوحشية التي تحدث في شوارع المدينة بعد حلول الظلام |
| Atımı geri verin de Karanlık basmadan buradan gideyim. | Open Subtitles | اعطني جوادي لأتمكن من الرحيل من هنا، قبل حلول الظلام |
| En iyi on adamımı alırsam, akşamüstü onlara saldırabiliriz. | Open Subtitles | إن أخذت أفضل عشرة من رجالي فيمكننا الوصول عند حلول الظلام |
| Neden karanlıkta gelmenizi istedi acaba Kaptan ? | Open Subtitles | لماذا أراد رؤيتك بعد حلول الظلام يا قبطان ؟ |
| Karanlık çökünce erkeklerle sohbet etmek size yasaktı hani. Benimle dalga geçme. | Open Subtitles | اعتقدت ان التحدث مع الرجال بعد حلول الظلام , أمر محظور تماماً |