"حلوي" - Translation from Arabic to Turkish

    • şeker
        
    • tatlı
        
    • Şekey
        
    • şekeri
        
    • kurabiye
        
    • puding
        
    Altı ay sonra, Danny bana sürpriz yaptı ve beni şeker toplamaya götürdü. Open Subtitles لذا بعدها بــ ستة أشهر فاجئني داني و أخذنى للعب خدعة أم حلوي
    Mahallenin en büyük eviydi ama hiç şeker vermezlerdi, hak etmişlerdi yani. Open Subtitles أكبر منزل في الحي ولم يوزعوا أي حلوي أبداً، ولذلك استحقوا هذا
    Midem pamuk şeker gibi. Open Subtitles انها لم تكن حلوي من القطن مثلما قال هذا الفتي
    Dinle. yemek yemek seni durduramaz. ben tatlı. Open Subtitles إستمع إليك. الذي لم يتوقّفك من أكل حلوي.
    Şekey mi şaka mı? Open Subtitles خِـدعة ام حلوي
    Doğrusu, Willy yediği ilk şekeri hatırlıyordu. Open Subtitles في الحقيقة ويلي وانكا تذكر ماذا كانت أول حلوي تناولها
    Yani, dev gibi bir kurabiye için savaşıyorsun ve ormanda bir browni var. Open Subtitles اذن انت تحارب لأجل قطعة حلوي عملاقة بينما هناك كعكة كاملة في الغابة
    Bundan daha az paraya şeker alabiliriz cips bulabiliriz gazlı içecekler gerçekten ucuz. Open Subtitles ماريا : يمكننا ان نجد حلوي ارخص يمكننا ان نجد بطاطس ارخص
    Fena sayılmaz, ama... Gerçek şeker olduğunda beni çağırırsın. Anladın sen... Open Subtitles ليس سيئاً , ولكن ادعوني عندما تكون حلوي حقيقية هل تعرف ما أقصده؟
    Gerçek şeker kamışı istiyorum, şekerden yapılmış, çimenden değil. Open Subtitles أريد حلوي حقيقيه ومصنوعه من حلوي وليس حشائش خضراء
    şeker yiyordu denmez sadece nugalı bir şeker yiyordu denir. Open Subtitles لا تقل كان يمضغ قطعة حلوي بل قل كان يمضغ قطعة حلوى لذيذة
    Kostümünü giymeyi, en çokta şeker ya da şaka oynamayı çok severdi. Open Subtitles .كـان يُحب الزي التنكري ,الأهم من ذلك كله .كـان يُحب خـدعة أم حلوي
    şeker ya da şaka oynamasına izin verirlerdi ancak... şekerleri yemesine izin vermezlerdi. Open Subtitles سمحوا لة بالذهاب ,لـخدعة أم حلوي لكـنهم أبداً لم يتركوة .يأكل أي من الحلوي
    şeker toplamak için büyük değil misin sen? Open Subtitles خِدغة أم حلوي ألست كبيراً قليلاً علي جمع الحلوي؟
    Onu unut çünkü Boo, adam gibi bir şeker ziyafeti için hem tuzlu hem tatlı lazım, dedi. Open Subtitles لإننا سنحظي بإحتفال حلوي مناسب ويجب أن نحظي بما يكفي من الحلويات إنه عيد ميلاد، أليس كذلك؟
    İçinde ayak yok. Ama şeker var. Open Subtitles لا يوجد اقدام باداخل ولكنها حلوي
    Çok güzel tatlı sulu şekerlemeleri yemek istemez misin ? Open Subtitles كيس كبير من حلوي الخطمي اللذيذة التي تذوب بفمك
    Ayrıca tatlı, yolluk kahve ve pantolonunuzu ilikleyip içeri gelemeyecek kadar tembel olduğunuzda arabaya servis. Open Subtitles و حلوي ، وقهوة للذهاب خدمة الرصيف عندما تكون كسول جداً علي زرار سروالك و تأتي في الداخل
    Sana vermemi söyledi. Hindistan cevizli tatlı. Open Subtitles طلبت مني أن اعطيه إليكِ إنها حلوي جوز الهند
    Şekey mi şaka mı? Open Subtitles خِـدعة ام حلوي
    Şekey mi şaka mı? Open Subtitles خِـدعة ام حلوي
    Ben yalnız ölmeyi umursamıyorum, fakat o rakunların kafatası derimi, bir elma şekeri gibi soymalarını istemiyorum. Open Subtitles لا أمانع أن أموت وحيدة ولكن لن يكون الراكون ينزع جلد جمجمتي مثل حلوي التفاح
    İlk yediğiniz şekeri hatırlıyor musunuz? Open Subtitles هل يمكنك تذكر أول حلوي تناولتها؟
    43 sakızlı, 30 çikolatalı ve 18 hindistan cevizli kurabiye sattık. Open Subtitles لقد بعنا ثلاثة واربعون قطعة حلوي وثلاثون قطعة بسكويت وثمانية عشر كعكه
    Limonlu puding başkanın adamına. Open Subtitles ان حلوي الليمون لغلام رئيس البلدية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more