Jöle sensin çünkü tatlısın ve böğürtlen gibi kokuyorsun. | Open Subtitles | حيث أنت الهلامَ ' يَجْعلُك حلوّ وأنت تَشتمُّ مثل التوتِ، |
Çünkü sen yeterince tatlısın. | Open Subtitles | لأنّك حلوّ كفاية |
Yemin ederim seni yesem muhtemelen şeker komasına falan girerim çünkü fazlasıyla tatlısın, ve şu an çok konuştuğumu sanıyorsan bir de beni... | Open Subtitles | أقسم لكَ، أنّه يمكنني أكلكَ الآن، ولكن قد أصاب بزيادة نسبة السكّر في الدمّ، لأنّك حلوّ جداً، ولو كنتَ تظنّ أنّي أتكلّم كثيراً، يجب عليك أن تسمعني بعد أن... |
Ama çok Tatlı olduğun için seninle parti yapacağız. | Open Subtitles | فقط، لأنك حلوّ جداً، نريد أن نمتعك بـ حفله |
Eğer zafer Tatlı bir şeyse sanal zaferin tadı o kadar değil. | Open Subtitles | وإذا الطعم نصر حلوّ، طعم النصر الإفتراضي ليس ' حلوّ إن مستوى واطئ، |
Çok tatlısın sen ya. | Open Subtitles | إنّكَ حلوّ حقاً. |
- Çok tatlısın! | Open Subtitles | - أوه، أنت حلوّ جداً! |
# # - Sen çok tatlısın da ondan # | Open Subtitles | " لأنك حلوّ جداً " |
- Çünkü çok tatlısın. | Open Subtitles | - لأنّك حلوّ جدًا - |
Çok tatlısın. | Open Subtitles | ذلك حلوّ جدا. |
Çok tatlısın. | Open Subtitles | أنت حلوّ. |
Çok tatlısın. | Open Subtitles | أنت حلوّ. |
Çok tatlısın. | Open Subtitles | أنت حلوّ. |
- Çok tatlısın ya. | Open Subtitles | -أنت حلوّ حقاً . |
Çok tatlısın! | Open Subtitles | أنت حلوّ جداً! |
Kenarında, Wendy'nin sahip olmadığı bir öpücüğün olduğu Tatlı, alaycı dudağı vardı. | Open Subtitles | بفمّ هازئ حلوّ كانت ترسم عليه قبلة واحدة لم يكن لويندي ان يحصل عليها |
Çok yaklaşırsan seni Tatlı tatlı boğarlar. | Open Subtitles | هم سيغرقونك بشكل حلوّ إذا اصبحت قريب جدا |
Bayan Darling Bloomsbury'deki en Tatlı bayandı... Tatlı bir ağzı vardı ve Wendy onu öpüşlerini unutamazdı. | Open Subtitles | السّيدة دارلنج كانت أروع سيدة في بلومزبري بفمّ هازئ حلوّ كانت ترسم عليه قبلة واحدة لم يكن لويندي ان يحصل عليها |