"حلّة" - Translation from Arabic to Turkish

    • takım
        
    • elbiseli
        
    • kıyafetini
        
    • smokin
        
    • kostümü
        
    • elbisesi
        
    • kostümünden
        
    • onaylamayan bir
        
    Ben ise ısmarlama bir italyan takım elbise satın almıştım. Open Subtitles أما بالنسبة لي، فقد اشتريت حلّة إيطاليّة مصنوعة حسب الطلب
    Ben de bu koca oğlana yeni bir takım elbise aldıramadım. Open Subtitles لا استطيع حِمل هذا الضخم على شراء حلّة جديدة.
    - Tümüyle. Rüyanda smokin giyilmesi gereken bir etkinliğe beyaz takım ile gidiyorsun değil mi? Open Subtitles في حلمك، إنه حدث مرتبط بالسواد، و تظهر مرتدياً حلّة بيضاء؟
    Diğer adam daha kısa, takım elbiseli. Aslında takım değil de yelekli. Open Subtitles وكان الرجل الآخر أصغر ، يرتدي حلّة ليستَ حلّة فعلاً ، بل سترة
    Bir çırpıda denizci kıyafetini geçiriverdi üstüne çünkü o hasarlı mal değil. Open Subtitles لم يطيق الأنتظار حتى يرتدي حلّة البحارة, لأنه لم يتلف بعد
    50 yaşlarında filandı. Efendi görünümlü, eski moda bir smokin giyiyordu. Open Subtitles ربّما كان في الـ 50 عاماً مظهر أنيق، ويرتدي حلّة قديمة
    Onu gömmek için gri bir takım aldığını sanıyordum. Open Subtitles خلتُ أنكِ اخترتِ حلّة رماديّة لدفنهِ فيها؟
    Kanadalı, güzel bir takım elbise. Open Subtitles قل أننا ذهبنا لشراء حلّة ، وقد صادف أنك أمام حلّة جميلة ، حلّة كندية جميلة
    Çocuğun aldığı ilk takım elbiseydi. Babasının alması gereken bir elbise. Open Subtitles شراء أوّل حلّة للفتى، وهو أمر يتوجّب على الأب فعله
    Ucuz bir takım kokan bir nefes ve yorgun gözler. Open Subtitles حلّة رخيصة و... و رائحة الفم الكريهة و العينان الحزينتان
    takım elbiseli biriymiş. Open Subtitles لقد تم التغلب عليهم، بواسطة رجل واحد، يرتدي حلّة
    Beyaz bir erkek, 1,88 boyunda, ağaran şakaklar, iyi takım elbise. Open Subtitles ذكر ابيض، طوله 6.2 قدم، شعرٌ أشيب، حلّة جميلة
    Yaşlı bir adam, gri takım elbiseli birinin iki cinayet alanından da ayrıldığını görmüş. Open Subtitles الآن، نفس المواطن العجوز يرتدي حلّة رمادية، شُوهد يهرب من الموقعين
    Görünüşe bakılırsa, takım elbiseli bir adam yüksek kalibre silahla yoldan çıkarmış. Open Subtitles على ما يبدو، رجلاً يرتدي حلّة أطلق عليهم النار، في الطريق بسلاحٍ من العيار الثقيل سأذهب إلى مكان الجريمة
    - Duruşmalara gideceğim zaman bu maymun kıyafetini giymem yetmedi, her gün mü giyeceğim? Open Subtitles من السيء أن أرتدي حلّة قرد لأجل الظهور في المحكمة لكن كل يوم؟
    Oldukça. Katili bir palyaço kostümü giymiş. Bunu kimin yapmış olabileceğine dair bir fikrin var mı? Open Subtitles تماماً، كان قاتله يرتدي حلّة مهرّج أتملك فكّرة عمّن قد يكون؟
    Dinle beni, doğum günü elbisesi biliyoruz. Open Subtitles أصغِ إلينا يا حلّة الميلاد نحن نعرف , مفهوم ؟
    Ray'in ATOM kostümünden gelen sinyal gittikçe güçleniyor. Open Subtitles إشارة حلّة الذرة لـ (راي) تزداد قوّة.
    Laurel, onaylamayan bir baba gibi göründüğümü biliyorum...yine. Open Subtitles لورل) , أعلم أنّي أبدو في حلّة) الأب المستنكر مُجددًا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more