"حلّت" - Translation from Arabic to Turkish

• çözüldü
• çözdü
• çözen

Fakat iklim krizi çoktan çözüldü.
ولكن أزمة المناخ قد حلّت بالفعل.

Problem çözüldü.
حسناً , هذا رائع لقد حلّت المشكلة

Antik hiyeroglifler tekrarlanan şekillerin... bulunmasıyla çözüldü.
...الهيروغليفية القديمة حلّت بإيجاد

Fakat Birinci Dünya Savaşı uğruna savaşılan haksızlıkların çok azını çözdü.
لكن الحرب العالمية الأولى حلّت ببضعة شكاوي على أولئك الذين تقاتلوا

Katarina pantolonunun düğmelerini çözdü ve onunla oynamaya başladı.
حلّت كاترينا أزرار بنطاله، وبدأت في مداعبته

İşte karşınızda. Varildeki kızlar davasını çözen dedektif.
ها هي ذي، المحقّقة التي حلّت قضيّة فتيات البراميل

çok iyi, sorun çözüldü.
هذا جيد جداً لقد حلّت المشاكل

Birkaç gün hastanede kaldı ve tüm sorunları çözüldü mü?"
صبي يقضي بضعة أيام " ... في مستشفى و فجأة يجد أن مشاكله كلها حلّت ؟

Sorun çözüldü.
لقد حلّت المشكلة

Sorun çözüldü.
أوه. حسنا، مشكلة حلّت.

Problem çözüldü. Mazel Tov!
!"حلّت المُشكلة، "تهانيّ

- Problem çözüldü.
حلّت المشكلة - لا -

Sorun çözüldü mü?
حلّت المشكلة؟

Sorun çözüldü.
المشكلة حلّت

Sorun çözüldü.
حلّت المشكلة.

Görünüyor ki o sorunlar, kendi kendini çözdü.
يبدوا وأنّ هذه المُشكلة حلّت نفسها بنفسها.

Bağlı olduğum iplerden o kurtardı. İpleri çözdü.
أتعلمين ، أنها حررتني من قيّد الحبال، إنها حلّت وثاقي.

- Bunu bilemezsin. Biliyorum ama. Gaby Solis şifreyi çözdü.
أنتِ لا تعرفين ذلك - إنني أعرف ذلك الآن "غابي سوليس" حلّت اللغز -

Gabrielle Solis şifreyi çözdü leoparlar, sincaplar, zürafalar.
.. غابريل سوليس" حلّت اللغز" نمور ، سنجاب ، زرافات

1991'deki Hudson Vadisi gırtlakçısı dosyasını çözen Jordan Shaw mu?
نفس (جوردن شو) التي حلّت قضيّة "خانق وادي (هدسون)" في عام 1991؟

Davayı çözen Hayes'di ama.
هايز) هي من حلّت القضية)