"حماره" - Translation from Arabic to Turkish

    • kıçını
        
    • kıçına
        
    • kıçı
        
    • eşeğine
        
    • eşeğiyle
        
    • eşeğin
        
    • Kıçında
        
    kıçını kaldırıp, hemen buraya gelmesini söyledin mi? Open Subtitles حسنا، هل أقول له للحصول على حماره إلى هنا؟
    Ona açık havada kıçını çıkarmasını istediler. Open Subtitles أرادوا له هناك للحصول على حماره في العراء.
    Her gece onun yaşlı kıçına tekmeyi basacağım. Open Subtitles أنا أنفخ حماره القديم من الشاشة كلّ ليلة.
    Maaşı söylediği zaman kıçına tekmeyi basacaktım. Open Subtitles يخبرني الراتب، وأنا أردت رفس حماره.
    O koca kıçı hepimize kalkan olurdu. Open Subtitles حماره السمين الكبير يُمْكِنُ أَنْ يَحْمينا كُلّ.
    Evet, gerçekten o zaman, Obadiah Kitabı'nda yazdığı gibi bir adam eşeğine vuracak ve yeğeninin eşeğine ve yeğenin ya da eşeğin yakınında olan herkese. Open Subtitles نعم, في ذلك الوقت ورد ذلك في كتاب عبيدة سيضرب رجل حماره وحمار نسيبه وكل من بجوار النسيب أو الحمار
    Onu okula ben mi götüreceğim yoksa eşeğiyle mi gidecek? Sen çok tatlı mıymışsın? Evet öylesin. Open Subtitles هل سأوصله للمدرسة أم أنه سيذهب مُمتطياً حماره ؟ أمازلتَ تغطّي الأشياء الحادة عن الأطفال ؟
    Kıçında bir mermi varsa, kıçı "kanıt" demektir! Open Subtitles إذا هناك a رصاصة في ه الحمار، حماره دليلُ.
    Onun kıçını Tanrı kurtaramıyorsa, ben hiç kurtaramam. Open Subtitles إذا الله لا يستطيع توفير حماره الآسف، لا يمكن أن l.
    - Onun kıçını yemişlerdir. - Bunu bilemeyiz. Open Subtitles حصلو على حماره.رجل.وأكلوا حماره، رجل.
    Fakat yoktu, sadece hepimizin ona karşı olduğunu görünce kıçını kurtarmak için bunu uydurdu. Open Subtitles ولكن لم يكن هناك شيء ، وكان فقط مما يجعلها تصل لإنقاذ حماره عندما نظن أننا كانوا جميعا تحول عليه .
    Lanet olası bir ganster gibi oraya gidip onun kahrolası küçük kıçını havaya uçurmayı, yayındayken. Open Subtitles أمشي في هناك مثل a شقي داعر وضربة حماره الداعر الصغير بعيدا على التلفزيون.
    kıçını yırtıyor, ama elde var sıfır. Open Subtitles يشغل حماره من بدون مقابل.
    Evet, kıçını kelepçeleyin. Open Subtitles نعم، كبّل حماره.
    - Vur kıçına! - Hey, bir dakika. Open Subtitles إرفس حماره أوه، إنتظار في الدقيقة.
    -O zaman onun kıçına tekmeyi basmalıyım. Open Subtitles -I يجب أن يرفس حماره ثمّ.
    Evet, biziz. Peki o zaman bu hoşunuza gidecek. Herif aşağıya doğru sarkıyor, yani kıçı havaya bakıyor. Open Subtitles الشخص إنحصرَ مقلوباً، لذا، حماره ما زالَ يَتدلّى لَك.
    Buradan uzak olmayan yerde eşeğine binerken, bir aslan aniden onlara saldırmış. Open Subtitles كان يركب حماره فى الانحاء عندما هاجمه اسد فجأة
    Adam her gün sınırı çantalar dolusu saman ve eşeğiyle geçiyormuş. Open Subtitles كان يعبر الحدود كل يوم وهو يحمل أكياس القش على ظهر حماره
    Beni üzen eşeğin hali. Open Subtitles أنا أشفق على حماره
    Kıçında bir tabanca saklıyor. Open Subtitles هو يخفي بندقية في حماره!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more