Peki, bu sadece tişörtünün üstüne sütyen taktığın bir fotoğraf. | Open Subtitles | حسنا هذه فقط صورة لكِ مرتدية حمالة صدر فوق قميص |
Hiç sütyen takmazdı. Göğüsleri her adımında hoplardı. | Open Subtitles | لم تكن ترتدي حمالة هناك دائما ارتداد في خطاها |
Ve üstelik... askı tak. | Open Subtitles | ولا تنسى أهم شيء... حمالة البنطلون |
Kurbanı yaşatmaya çalışırken, sütyeni beni engelliyordu, bu yüzden yerini değiştirdim. | Open Subtitles | حمالة الصدر كَانتْ في الطريقِ، لذا أنا مَوْضُوع ثانيةً هو. |
Ve hayatımdaki ilk sutyeni gördüğümden beri büyülenmiş durumdayım. | Open Subtitles | ومن أول حمالة صدر رأيتها، وقد شعرت بالفتنة |
Dan, kızın gömleğini sıyırmış, sıra sütyene gelmişti ki Sean aniden, haykırdı: | Open Subtitles | و.. و دان أخذ يرفع قميصها و استمر يعمل فى حمالة الصدر |
Evin içinde iç çamaşırı giydiğimi hiç gördün mü? | Open Subtitles | هل سبق و أن رأيتني أرتدي حمالة الصدر في المنزل ؟ |
Bir ay önce, Macy dükkanından sütyen alıyordum. | Open Subtitles | منذ شهر كنت أشترى حمالة صدر من متجر ماسى |
Bir numara: sütyen. | Open Subtitles | الكلمة الأولى: حمالة الصدر التي لا أريد سماعها بالتلفاز ثانيةً الكلمة الأولى: |
En büyük göğüsler kimdeyse, en büyük sütyen ve en büyük tel ondadır. | Open Subtitles | من لديه أكبر ثدى ستكون لها اكبر حمالة و سلك |
Ever. Sadece yeniden sütyen takmaya başladım. | Open Subtitles | أوه نعم, حسنا لقد بدأت ألبس حمالة الصدر مرة أخرى |
Hadi ama, Sue Ellen sütyen takmıyorsun uzunsun da. | Open Subtitles | بربك يا سو إلين، أنت لا ترتدين حمالة صدر، وأنت طويلة. |
Shawn buradayken senden birşey isteyeceğim bu sütyen bana ait değil. | Open Subtitles | بينما أنت هنا , أعمل لى خدمة. يسار شارلين . حمالة صدر في الشاحنةِ. |
Yaptığım ilk askı. | Open Subtitles | أول حمالة ذراع لى |
sütyeni eski yerine koymasına izin verdiği için ona teşekkür ettiğini söyledi. | Open Subtitles | يَقُولُ بأنّه شَكرَها ل يَتْركُه يُحرّكُ حمالة الصدر للوراء. |
Ee, 14 yaşındaydım arkadaşımın banyosunda annesinin sutyeni ipte asılı duruyordu. | Open Subtitles | كنت في الـ14 من عمري، كنت في حمّام صديقي، حمالة صدر أمه كانت معلّقة على عامود الدش |
Böyle bir sütyene hazır olduğunu düşünüyorsan, konuşuruz. Tamam mı? | Open Subtitles | كهذه حمالة إلى بحاجة بأنك تعتقدين كنت إذا الأمر عن نتحدث فسوف |
İç çamaşırı gibi bir şey kastettim ama farklı bir şekilde. Hadi be. - Daha iyi olabilirdi. | Open Subtitles | قصدته مثل حمالة والذي يختلف تماما لم يكن أفضل. |
Sınıfımdaki bir kız. Diş teli ve kocaman göğüsleri var. | Open Subtitles | الفتاة التي في صفي ذات حمالة البنطلون والصدر الكبير |
Evet, siyah Sutyen ve gri yün çorapların önemi nedir? | Open Subtitles | نعم, ما هي اهمية حمالة الصدر السوداء والجوارب الصوفية الرمادية؟ |
Omuz ve arkadan askısı yok, ama tam bir Sutyen görevi görüyor. | Open Subtitles | ولكنها تقوم بكل شىء تفعلة حمالة الصدر العادية |
Oh, bak, önden kopçalı. gerçekten iş düşünüyor. | Open Subtitles | انظري إلى مشبك حمالة الصدر إنها تعني العمل |
Belki de şu askısız olanı yeniden denemeliyim. | Open Subtitles | ربما عليّ أن أجرّب ذلك الفستان بلا حمالة مجدّدا |
- Solar Pleksus'a girelim. - Alışırsın. | Open Subtitles | وافتحي حمالة الصدر سوف تعتادين على ذلك - |
Dapdar hemşire üniformamın altında da, 40-DD beden sutyenim var. | Open Subtitles | و ارتدي لباسا جيدة ضيقة و ارتدي حمالة صدر مميزة |
sütyenim için de denemek ister misin? | Open Subtitles | تريدين أن تحاولي فعلها مع حمالة صدري المرة المقبلة؟ |
Bir dahakine kapıya sutyenimi asarım. | Open Subtitles | في المرة القادمة، سأضع حمالة الصدر على مقبض الباب |