Onun DNA örneğini almalıyız ama nereye gömüldüğünü bilmiyoruz. Marshall? | Open Subtitles | نحتاج حمضه النووى,ولكننا لانعرف اين دفن.مارشال؟ |
Bu karmaşa içinde namlusunda DNA'sı olan silahı arkasında bıraktı. | Open Subtitles | و فى الزحام , ترك السلاح خلفه. مع حمضه النووى الذى مازال على الزناد. |
ATM videolarında görüntüsü var, silah için mücadele etti ve evet onun DNA'sı olmalı. | Open Subtitles | انه على تسجيل آله الصرف الآلى , لقد حاول الكفاح من اجل السلاح و نعم , هذا لا بد ان يكون حمضه النووى. |
Abby DNA'sını sistemde arattı ve eli boş döndü. | Open Subtitles | آبى قامت بفحص حمضه النووى و جائت خاويه الوفاض |
Ve bu memeli ile ilgili gerçekten merak uyandıran üçüncü görüş ise, DNA'sının içerisinde sonsuza denk genç kalmanın gizli formülünü içerdiğine inanıyorum. | TED | أما الجانب الثالث - و الذى يدعوا للفضول - لهذا الحيوان هو أننى أظن أن سر الشباب الدائم يكمن فى حمضه النووى. |
Şifre DNA bazlıydı. | Open Subtitles | الترميز يعتمد على حمضه النووى. من؟ |
Gerald onu almaya çalıştığı zaman da DNA'sı namluya bulaştı. | Open Subtitles | و عندما انتزع - جيرالد السلاح - خلّف حمضه النووى عليه. |
Parmaktan alınan doku örneğindeki DNA, evdeki kanla eşleşti yani, kurbanımıza ait veya kesinlikle kurbanımız Noah Daniels'a aitti diyeyim. | Open Subtitles | والنسيج تم مطابقه حمضه النووى مع الدم فى المنزل لذا... انه بالتأكيد ينتمى الى... |
DNA'sı bu kadınların her tarafındaydı. | Open Subtitles | حمضه النووى يغطى كل هؤلاء النسوة |
Janet'in tırnaklarından DNA örneği almamıza imkan yok. | Open Subtitles | لن نجد حمضه النووى تحت أظافر جانت |
Kalinda DNA örneğini aldı ama Sal Barberini'nin yaptığını düşünmüyor. | Open Subtitles | كاليندا) حصلت على حمضه النووى) لكنها لا تعتقد ان (سول بيربيرينى) فعلها |