"حمّى" - Translation from Arabic to Turkish

    • ateş
        
    • ateşi
        
    • ateşim
        
    • Ateşin
        
    • hastalığı
        
    • Grip
        
    Belirtilerin siyah göz ve yüksek ateş olduğunu söyledin, değil mi? Open Subtitles إذن، قلت أن الأعراض كانت عيونا سوداء و حمّى عالية، صحيح؟
    Belirtilerin siyah göz ve yüksek ateş olduğunu söyledin, değil mi? Open Subtitles إذن، قلت أن الأعراض كانت عيونا سوداء و حمّى عالية، صحيح؟
    Yetişkinler için nispeten hafif bir hastalık-- hafif ateş, biraz baş ve eklem ağrısı, belki kızarıklık. TED إنه مرض معتدل الخطورة نسبيًا لمعظم الكبار، حمّى خفيفة، وصداع بسيط، وألم في المفاصل، وربما طفح جلدي.
    Asyalı, 30'larının ortasında, ateşi çok yüksek bir hastamız var. Open Subtitles عندنا ذكر آسيوي، منتصف الثلاثينات، حمّى الدرجة العالية المرتفعة.
    Evet bilirsin disko ateşi. Bir anlık kapılırsın. Şimdi daha iyiyim. Open Subtitles نعم، أنت تعرف ، حمّى الدّيسكو ، أصابك لكن أنا بأحسن حال الآن
    Sanırım ateşim var. Hem yanıyor hem titriyorum. Open Subtitles أعتقد بأن لدي حمّى أشعر بالحرارة و الارتجاف
    Ateşin var. Kirli kılıç böyle yapar. Open Subtitles لديك حمّى السيوف المتّسخة تسبّب ذلك
    - Oraya hastalığı ısırdıktan hemen sonra ölen tatarcık sineğiyle bulaşır. Open Subtitles -إنّ " حمّى الأورويا " تنتقل عن طريق حشرة رملية، حيث تموت بعد لدغها للشخص مباشرةً
    Bu durum vücudun bağışıklık sistemini alarma geçirir ve ateş yapar, yüksek ateş ve yoğun baş ağrısı görülür. TED وهذا يحرّض حدوث الالتهاب كاستجابة للجهاز المناعي والذي يسبب برده هذا حمّى وصداعاً شديداً.
    Ama karnımda ve göğsümde hala ateş gibi sıcağım. Open Subtitles صدري ومعدتي يحترقان، كما لو انني لديّ حمّى
    1988'de Sacramento'da kanamalı ateş salgını olmuştu. Open Subtitles في 1988 كان هناك تفشّي حمّى نازفة في ساكرامينتو.
    "Belirtileri arasında yüksek ateş, bulantı ve şiddetli ishal yer almakta." Open Subtitles تتضمّن الأعراض حمّى عالية تتضمّن الأعراض حمّى عالية مصحوبة بغثيان وإسهال عنيف
    Fena bir buğu aldı onu... bir ateş. Open Subtitles لقد كان هواءاً محملاً بالمرض , قد أخذها حمّى
    Fena bir buğu aldı onu... bir ateş. Open Subtitles لقد كان هواءاً محملاً بالمرض , قد أخذها حمّى
    Hafif ateşi var, bu yüzden akciğer ülserlerine kalbi de ekleyebiliriz. Open Subtitles لديه حمّى خفيفة والتي بإمكاننا إضافتها إلى القلب والتقرّح الرئويّ
    Hayır, ateşi yok kızarıklığı da sadece beze bağlı gibi. Ne kızarıklığı? Open Subtitles لا، ليس لديها حمّى والطفح الجلديّ كان مجرّد طفح بسبب الحفاضات
    ateşi var ancak doktor talimat vermedi. Open Subtitles فقد إنتابها حمّى شديدة، لكنّها لا تنصاع لكلام الأطبّاء.
    Kış mevsimiydi ve ateşi vardı. Sonra, o da yüzünden vuruldu. Open Subtitles أجل، كان فصل الشتاء، وكانت تعاني من حمّى ثمّ أصيبت بطلق ناري في الرأس
    Zika ateşi, ödümüzü koparan en yeni hastalık. TED حمّى زيكا أحدث أمراضنا المخيفة.
    Bunun olmasının tek sebebi öksürük şurubundan biraz delirmem ve ateşler içinde yandığımdan hayal görmem ki ateşim de şu an 38,5. Open Subtitles السبب الوحيد لحدوث هذا لأنني كنت شبه مجنونة من مشروب السعال ومشوشة لأن لدي حمّى عالية بشكل مجنون
    ateşim olduğu için onları sana veriyorum. Open Subtitles إنني أعطيك إياها فقط لأن عندي حمّى
    Carla, Ateşin ilk defa mı bu kadar aniden yükseldi? Open Subtitles كارلا)، أهذه أول مرة تنتابك)_BAR_ حمّى شديدة مفاجئة؟
    - Sadece öpücük hastalığı. Open Subtitles -إذن إنها مجرد حمّى غدية .
    Grip falan olmuş olmalıyım. Open Subtitles لابد وأن بي حمّى أو ماشابه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more