Kıvırcık saçlı, kaşlarını kalemle çizen bir kadın. | Open Subtitles | شعر مُجعد , تبدو وأنها تُجفف حواجبها بأقلام |
O kadar yakındım ki kaşlarını kaldırma şeklinden ne düşündüğünü bilirdim. | Open Subtitles | قريباً جداً، بالواقع، الذي يجعلني أعرف طريقة رفع حواجبها وبالضبط ما الذي تفكر بهِ. |
Ross, dinle bunu yapmak için kaşlarını aldırtmaktan vazgeçiyor, tamam mı? | Open Subtitles | (روس)، أنا أخبرك لقد تخلت عن تشكيل حواجبها لتفعل هذا، حسناً؟ |
Beyler, Laurie burada dudaklarını, bacaklarını, kaşlarını, ayak parmaklarını ve omuzlarını ağdalıyor. | Open Subtitles | يا رفاق (لوري) تنزع شعر شواربها ساقيها و حواجبها أصابع قدميها و كتفيها |
Kathy iyileşti ama kaşları yeniden çıkar çıkmaz eş bulmaya arayışına devam etmeye kararlıydı. | TED | ومع ذلك، تعافت كاثي، وكانت توّاقة لبدء التفتيش عن زوج حالما تنمو حواجبها مجددًا. |
Harika kaşları var. Kadınlar öyleleri için her şeyi yapar. | Open Subtitles | لديها حاجبان مذهلان، النساء يقتلن مقابل حواجبها |
kaşlarını yaptıracak. | Open Subtitles | ستذهب لتزين حواجبها |
Evleniyor. kaşlarını yaptırmak istiyor. | Open Subtitles | سوف تتزوج تريد تزيين حواجبها |
Susan Mayer, bir süre kaşlarını düzeltti. | Open Subtitles | استغرقت (سوزان ماير) لحظة لتجميل حواجبها |
Melanie'ye kaşlarını almak için söz verdim. | Open Subtitles | أخبرت (ميلاني) أنني سأعمل على حواجبها |
Sen de kaşlarını düzelt. | Open Subtitles | اصلح حواجبها |
Doğrusu, kaşları bana sinir bozucu geliyor. | Open Subtitles | هل تعلم بصراحة وجدت حواجبها عصبيّة -أو غاضبة- |
"Kadife Elbise ile Oto-Portre" adlı eski bir çalışmasında odak güçlü kaşları, yüzündeki kıllar ve ürkütücü bakışlarında. | TED | في إحدى أول أعمالها، "بورتريه ذاتي مع فستان مخملي"، كان تركيزها على حواجبها السميكة، وشعر وجهها، وعنقها الطويل، ونظرتها الثاقبة. |