"حواراً" - Translation from Arabic to Turkish

    • sohbet
        
    • röportaj
        
    • konuşmaya
        
    • konuşmalar
        
    Refah konusuna yöneldiğimizde bir sohbet başlatıyoruz, bu sohbette çok derin ve çok temel sorular ortaya çıkıyor. TED كما تعلمون عندما نركز على الرفاهية نبدء حواراً يُثير تساؤلات عميقة وجوهرية
    Bak şimdi, bunu yapacağız tamam mı, sohbet edeceğiz. Open Subtitles الآن إنظري، نحن سنفعل هذا نحن سنجري حواراً
    "Amerikan Ailesi"adında yeni çıkaracağı kitap için benimle röportaj yapacak. Open Subtitles تريد أن تُجرى معى حواراً لكتاب تكتبه عن العائلات الأمريكية
    Bakar mısınız, gazetem için sizinle röportaj yapmam gerekli. Open Subtitles يفترض بي أن أجري حواراً معكم... من أجل صحيفتي
    Adamla konuşmaya başladı ve aniden yüzündeki bütün renk uçtu. Open Subtitles لقد بدأت حواراً مع الرجل ثم فجأة امتقع وجهها
    Biz onu söze nasıl gireceğini bilemediği bir konuşmaya zorlamış olurduk. Open Subtitles نحن فقط نطلب حواراً لا تعرف من أين تبدأ به
    Kamp veya memleket hakkında uzun ve derin konuşmalar falan yaptığın yok. Open Subtitles أنت لا تبدأين حواراً طويلاً وشاقاً عبر المخيم والمناطق المتنازعة
    Yeni arkadaşımızla biraz sohbet edeceğim. Open Subtitles سأذهب لأجري حواراً صغيراً مع صديقنا الجديد
    Brick aslında harrisonların oğluyla sohbet içindeydi ve-- söylediğime inanamıyorum-- arkadaş ediniyor. Open Subtitles بريك كان يجري حواراً مع ابن أل هاريسون وأيضا ًسأتمكن من قولها يكتسب صديقاً
    Biraz sohbet etsek? Open Subtitles ربما أريد فقط حواراً صغيراً معكِ؟
    İyi, sohbet etmeye başladık, sanırım işe yarıyor... gibi. Open Subtitles حسناً ، لقد بدأنا حواراً لذا أعتقد أنّه نجح... نوعاً ما
    Şu küçük sohbet hiç fena değildi. Open Subtitles لم يكن ذلك حواراً سيئاً
    Ray Robinson ile bir röportaj gelicek. Open Subtitles حول العالم و نجري حواراً مع راي روبنسون
    Daha önce hiç röportaj vermemiştim. Open Subtitles لم يسبق أن أجريت حواراً مع مجلةٍ من قبل
    O şimdi sizinle röportaj yapıyor. Open Subtitles و الآن هي تجري حواراً معك
    Seninle dürüstçe konuşmaya çalışıyorum. Open Subtitles ماذا؟ أنا هنا أحاول أن أبدأ حواراً صادقاً بيننا
    Ayrıca birinin oğlu hastanede can çekişirken konuşmaya, "olanlar için çok üzgünüm oğlun için dua ediyorum" diye başlarsın. Open Subtitles وعندما يقع إبن شخص في المستشفى ينازع لحياته , تبدأ حواراً بقول " أنا آسف على ما حدث "
    Valerie, geçen gün evinizde Brian'la aranızda geçen konuşmaya şahit oldum. Open Subtitles شهدت حواراً بينك وبين " براين " في منزلك
    Örneğin, yaşadığın duygusal hasar kız kardeşinle ilgilenmek yerine benimle felsefik konuşmalar yapmana sebep oluyor. Open Subtitles على سبيل المثال، ضرركَ العاطفيّ الواضح يجعلني أجري الآن حواراً فلسفيّاً بدلاً من التفكير بشأن شقيقتكَ
    Örneğin, yaşadığın duygusal hasar kız kardeşinle ilgilenmek yerine benimle felsefik konuşmalar yapmana sebep oluyor. Open Subtitles على سبيل المثال، ضرركَ العاطفيّ الواضح يجعلني أجري الآن حواراً فلسفيّاً بدلاً من التفكير بشأن شقيقتكَ
    Demek istediğim, nispeten kısa bir süre içinde dünyanın ne kadar değiştiğini düşünün, bir zamanlar sıradan ve normal, hatta bazıları göz alıcı ve seksi, olarak düşünülen bütün bu davranışlar, ortak fikrimiz hakkındaki konuşmalar olur olmaz, nasıl sadece bir ya da iki kuşakta damgalanmış hale geldiğini. TED أعني أنظروا كم تغير العالم خلال زمن قصير نسبياً، جميع تلك التصرفات التي كانت تعتبر مألوفة وعادية وبعضها كان براقاً ومثيراً أصبحت وصمة عار في غضون جيل أو اثنين، ما أن بدأوا حواراً حول الأرضية المشتركة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more