Buraya geldiğimizde onu havuza attık. | Open Subtitles | وعندما وصلنا إلى هنا ألقينا به فى حوض السباحة |
Gece yarısı havuza girmeye ne demeli? | Open Subtitles | ماذا عن الغوص فى حوض السباحة فى منتصف الليل ؟ |
Birini bekliyorum. havuzun yanında olacağım. | Open Subtitles | أنا بإنتظار أحد ما، سأخرج إلى حوض السباحة |
Su altında üç Havuz boyu gidebilirim ama ablam yalnız iki boy gidebilir. | Open Subtitles | يمكننى اجتياز حوض السباحة بالطول 3 مرات لكن أختى يمكنها ذلك مرتين فقط |
Belki havuzda biraz voleybol. | Open Subtitles | وربما نحظى بلعبة كرة الطائرة في حوض السباحة. |
Baba, Havuzu barbekü partisi için ne zaman temizleyeceksin? Bilemiyorum. | Open Subtitles | أبي , متى ستنظف حوض السباحة لأجل حفلة الشواء ؟ |
Beyler, hadi. havuzdan çıkın. Yemek neredeyse hazır. | Open Subtitles | هيا ياشباب , اخرجوا من حوض السباحة الغذاء تقريبا جاهز |
Sen havuza gidip biraz yüzsene? | Open Subtitles | لمَ لا تقصدين حوض السباحة وتمارسين بعض السباحة؟ |
havuza çok fazla klor attığım söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا أنني وضعت الكثير من الكلور في حوض السباحة |
O zaman bütün kızları havuza toplardım. | Open Subtitles | ـ في هذه الحالة، يمكن أن أحتفظ بجميع السيدات في حوض السباحة |
Üstelik komşuları adamı cesedi havuza atarken görmüş. | Open Subtitles | وقد رآه الجيران يلقي بالجثة في حوض السباحة |
Duyduğuma göre öldüğün zaman çavuş küçücük oluyormuş, havuza girdiğin zamanki gibi. | Open Subtitles | حسننا سمعت بأن العضو يصبح صغيرا عندما يموت الشخص مثلما تكون في حوض السباحة |
havuzun kenarında duruyormuş. Sonra beyninde hasar. | Open Subtitles | كان الفتى يجلس بجوار حوض السباحة و بعد ذلك أُصيب بتلف فى المخ. |
havuzun üzerini temizlemen gerekir. | Open Subtitles | ـ حوض السباحة الخاص بكِ بحاجة لتنظيف ـ أجل |
havuzun üzerini temizlemen gerekir. | Open Subtitles | ـ حوض السباحة الخاص بكِ بحاجة لتنظيف ـ أجل |
Masaların yarısını evin yakınında yarısını da Havuz başına istiyorum. | Open Subtitles | أريد نصف الموائد قرابة المنزل والنصف الآخر قرابة حوض السباحة |
Kıskanıyorlar. Efendim, Havuz dekoratif amaçlı ve dostlarınızın mayoları yok. | Open Subtitles | سيدي، حوض السباحة للزينة، .و فتياتك ليس لديهما ثوب سباحة |
Hamileyken, günümü havuzda geçirirdim. | Open Subtitles | عندما كنت حاملا قضيت يومي في حوض السباحة |
havuzda küçük kızını görüp paniklemiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو إنه رأى فتاته الصغيرة في حوض السباحة و مذعورة. |
Gelip Havuzu hazırlayışımızı izlesene, eğlenceli olacaktır. | Open Subtitles | لماذا لا تجيئين و تُشاهديننا ونحنُ نصلح حوض السباحة ؟ هذاسيبدومضحكاًنوعاًما. |
Havuzu kullanmakta serbestsiniz, ama sorumluluk size ait. | Open Subtitles | إستخدمي حوض السباحة كما تشائين لكن على مسئوليتك الخاصة |
Uzadıkları zaman, havuzdan uzak tutmaya çalışırım. | Open Subtitles | عندما يصبح طويلاً للغاية أحاول إبقاءه بعيداً عن حوض السباحة |
Asla uyumayacak havuzdaki canavar. | Open Subtitles | بدون أن أنام مجدداً ابداً وحشً في حوض السباحة |
Dostum ben senin adını Henry sanıyorum. Havuzcu çocuğu Kato sanıyordum. | Open Subtitles | لقد إعتقدت أن إسمك (هنرى) وأن رجل حوض السباحة هو (كايتو). |
Kendi havuzuma köpekbalığı koyduğumu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أنت لاتعتقدين أنه أنا من وضع القرش في حوض السباحة خاصتي? |
Bu kadın görünüşe göre yüzme havuzunda boğuldu, bu durumda ciğerlerini inecelerken, klor izi olup olmadığına bir bakıver. | Open Subtitles | الواضح أن المرأة غرقت في حوض السباحة لذا حين تتفحص رئتيها " ابحث عن أي دليل لمادة " الكلورين |
Senkronize yüzücü olmak istiyormuş. Hep havuzdaymış. | Open Subtitles | أرادت أن تكون راقصة باليه مائي فكانت تقضي وقتها في حوض السباحة |