Önceden, yapılması gereken şeyler hakkında ne düşündüğümü söylemedim. | Open Subtitles | أنا لَمْ أَجْعلْ الأمر واضحاً كَمْ أَشْعرُ حول الأشياء التي يَجِبُ أَنْ تُعْمَلَ. |
Şarkı seçmek yerine, hepimiz teker teker Glee kulübündeki sevdiğimiz şeyler hakkında konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | هل تعتقد أنه بدلا من ترشيح الأغاني نستطيع أن نذهب جميعا في أرجاء الغرفة و نتحدث حول الأشياء التي أحببناها |
Demek istediğim, ben mutlaka nefret ettiğim şeyler hakkında rap yapmam. | Open Subtitles | أعني، أنا لا بالضرورة ضربة حول الأشياء التي أكره. |
Sanırım insanlar en çok isteyip de en az tecrübe ettikleri şeyler hakkında okumak ister. | Open Subtitles | أظنّ أنّ الناس يحبون القراءة حول الأشياء التي يرغبون بها أكثر شيء دون أن يتكبدون عناء التجربة. |
Aşina olduğum şeyler hakkında yazmaya başladım. | TED | بدأت الكتابة حول الأشياء التي أعرفها. |
Bu biraz şaşırtıcı olabilir çünkü benim vakiftaki tam zamanli işim daha cok aşılar ve tohumlar hakkında 2 milyar yoksulun daha iyi hayatlar yaşamasini sağlamak için icat ve teslim etmemiz gereken şeyler hakkında. | TED | وهذا قد يبدو مفاجئ قليلاً لأن عملي بدوام كامل في المؤسسة هو في الغالب فى التطعيمات والبذور ، حول الأشياء التي نحتاجها للإبتكار ونقدمها لمساعدة الأثنين مليار شخص الأشد فقراً ليعيشوا حياة أفضل. |
Kontrol edebildiğin şeyler hakkında endişelen. | Open Subtitles | إقلق حول الأشياء التي يمكنك التحكم بها |