"حياة الناس" - Translation from Arabic to Turkish

    • insanların hayatını
        
    • İnsanların hayatlarını
        
    • İnsanların hayatı
        
    • insanların hayatına
        
    • insanların hayatları
        
    • İnsanların hayatlarına
        
    • insanın hayatını
        
    • insanları
        
    • insan hayatı
        
    • insanların yaşamını
        
    • insanların yaşamlarını
        
    • insanların hayatından
        
    • İnsanların hayatlarıyla
        
    • Hayat
        
    • insanların yaşamı
        
    Sevdiğimiz bir şeyi yapıyoruz insanların hayatını etkiliyoruz ve bunun için para alıyoruz. Open Subtitles إنّنا نقوم بشيء نحبّه ،إنّنا نؤثّر في حياة الناس وعلينا نيل مقابل ذلك
    Ne yani, ününü incitmeyi göze almaktansa insanların hayatını tehlikeye atmayı mı yeğliyorsun? Open Subtitles اذا انت على استعداد لوضع حياة الناس في خطر من ان تخاطر بسمعتك؟
    Ama bunu insanların hayatlarını ve refahlarını geliştirmek için yapıyorum. TED وذلك في الغالب من أجل تحسين حياة الناس ورفاهية عيشهم.
    Bu işin en güzel yanı nedir biliyor musun, insanların hayatlarını öğrenmek. Open Subtitles متأكد، أنا أعمل. ذلك أفضل جزء الشغل، تعرف تعلم حول حياة الناس
    Yani, bu insanların hayatı gerçek. Bunu biliyorsunuz, değil mi? Open Subtitles أقصد، أن تلك حياة الناس تعلم ذلك، أليس كذلك ؟
    Bu insanların hayatına nasıl baktığınıza göre değişir. TED هذا يعتمد على كيفية نظرك إلى حياة الناس.
    İnsanların hayatları tehlikede. Ne yapacaksın? Open Subtitles حياة الناس مهدّدة بالضياع، ماذا ستفعل حيال هذا ؟
    Biz donanıma yoğunlaşıyorduk, çünkü insanların hayatını somut, maddi yönlerden değiştiren donanımdır. TED نحن نركز على الأجهزة لأنه من الأجهزة التي يمكن أن تغير حياة الناس في مثل هذه السبل المادية الملموسة.
    Uyarı insanların hayatını kurtarmanın tek yolu değil. Open Subtitles التحذير ليس الطريق الوحيد لإنقاذ حياة الناس أهناك شيء آخر يمكن أن نفعله؟
    - İnsanların hayatını kurtarıyorum. Sulandırmadan içerlerse mutlaka ölürler. Open Subtitles أنا أنقذ حياة الناس بفعلي هذا, الشراب الصافي يمكن أن يهيّج جلد الحذاء فما بالك بالبشر
    Çocuklar, hepinizi fahri doktor yapıyorum. Bu insanların hayatını kurtarmamız için yardım edebilirsiniz. Open Subtitles يا أولاد، عيّنتكم جميعاً أطبّاء فخريين يمكنكم مساعدتنا على إنقاذ حياة الناس
    Nasıl oluyor da insanların hayatlarını cehenneme çeviren şerefsiz bir evlat sahibi oluyorlar? Open Subtitles يبدون طبيعيون ، كيف لهم بإبنة مجرمه؟ تدمر حياة الناس كيف يحدث هذا؟
    İnsanların hayatlarını gerçekten değiştirmek için Belediye başkanlarının politik konumlara sahip olduğuna gerçekten inanıyorum. TED أنا حقاً اعتقد ان العمد لهم موقع سياسي لتغيير حياة الناس بالفعل
    Bence başka insanların hayatlarını radikal olarak daha iyiye dönüştürebilecek bir pozisyondayım, öyle yapmalıyım. TED أعتقد أنني لو فى وضع يسمح لي بتغيير حياة الناس للأفضل بشكل جذرى, فيجب علي القيام بذلك.
    İnsanların hayatı ve şöhreti tehlikede. Senin elinde bir haber bile yok. Open Subtitles حياة الناس و سمعتهم على المحك و انت حتى ليس لديك قصة
    Bunu insanların hayatı tehlikede olduğu için yapıyorum. Open Subtitles قائد الصقور الحُمر انا أفعل هذا لأن حياة الناس في خطر
    Beni anlayacağınızı sanmıyorum ama insanların hayatına karşılık para alamam. Open Subtitles ، لا أعتقد أنك تعيّ ما أقول لكني لا أستطيع أن أتقاضى مالاً على حساب حياة الناس
    Sevdiğiniz insanların hayatları için savaşacaksınız. Open Subtitles أنت تكافح من أجل حياة الناس الذين تحبّهم
    İnsanların hayatlarına girip iğrenç bir oyun oynarmış gibi onları kendine âşık ediyorsun! Open Subtitles تأتي حياة الناس وتجعلهم يقعون في حبك وكأنها لعبة مرض كبيرة
    Bir parça merhameti hak etmezler. O insanın hayatını yaşamamışsındır. Open Subtitles انهم لا يستحقون ذرة رحمة انتم لا تعيشون حياة الناس
    Hayatını başka insanları kurtarmaya adamıştı. Open Subtitles أبي، على سبيل المثال فقد قضى حياته فى الحفاظ على حياة الناس الآخرين
    Beni ilgilendiren insan hayatı. Rahibelerin bana öğrettiği gibi. Open Subtitles أقلق على حياة الناس تماماَ كما علمتني الراهبات
    Bu gece oradaki insanların yaşamını değiştirdiniz. Open Subtitles أنتم قمتم بتغيير حياة الناس الليلة.
    Politikacıları, insanların yaşamlarını gerçekten iyileştirmek konusunda sorumlu tutabildiğimizi düşünün. TED تخيلوا لو استطعنا إلزام السياسيين لتحسين حياة الناس.
    Karalama kanunlarının insanların hayatından daha önemli olduğunu söylemek istiyorsunuz. Open Subtitles إذاً، أنتِ تقولين أساساً أن قوانين الإستخفاف أكثر أهمية من حياة الناس
    İnsanların hayatlarıyla ilgili hükümler verip, sonuçlarından ızdırap çekmeden... Open Subtitles لا يُمكنك المشي على هذه الأرض تلعب دور القاضي وهيئة المُحلفين مع حياة الناس
    Neyle karşılaştığımızı bulursan Hayat kurtarmak için bu bilgiyi kullanırım. Open Subtitles الشيء الذي نواجهه فسأقوم بأستخدام هذه المعلومات لأنقذ حياة الناس.
    Yukarıdan, uzayın derinliklerinde, insanların yaşamı... Open Subtitles هناك في أعماق الفضاء تبدو حياة الناس هناك في أعماق الفضاء تبدو حياة الناس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more