Tüm hayatın boyunca, kötü, hain kızlarla mücadele etmen gerekecek. | Open Subtitles | سوف تضطرّين للتعامل مع الفتيات الوضيعات اللآتي يطعنّ في الظهر في حياتكِ كلها |
Vay canına. Yani Tüm hayatın değişmiş değil mi? | Open Subtitles | حياتكِ كلها تغيرت بهذه البساطة |
tüm hayatını beni ve çevrendekileri gülümseterek geçirdin. | Open Subtitles | إنّكِ قضيتِ حياتكِ كلها تجعلني وتجعلين من حولكِ يبتسم |
Benim yüzümden tüm hayatını heba ettin. | Open Subtitles | .. لقد جعلتكِ تضيعين حياتكِ كلها |
Ve her elimi tuttuğunda tüm hayatının benimkiyle beraber titrediğini hissettiğimi? | Open Subtitles | و في كل مرة تحملين فيها يدي أشعر أن حياتكِ كلها تهتز مع حياتي |
Masalın en iyi kısmı bu ve yakın zamanda ayrılacağın için nasıl sonlandığını hayatın boyunca merak ederek geçirmeni istemem. | Open Subtitles | هذا أفضل جزء في القصة وحيث أنكِ سترحلين قريباً فأنا لا أحب أن تقضي حياتكِ كلها تتساءلين كيف انتهت |
Tüm hayatın değil. | Open Subtitles | إنها ليست حياتكِ كلها, |
Tüm hayatın boyunca... | Open Subtitles | ..... حياتكِ كلها |
Benim yüzümden tüm hayatını heba ettin. | Open Subtitles | لقد جعلتكِ تهدرين حياتكِ كلها |
Bir sabah uyandığında tüm hayatının bir yalandan ibaret olduğunu öğrenmek ne demek biliyor musun? | Open Subtitles | كأن تستيقظين صباحًا و تدركين بأنّ حياتكِ كلها بُنيت على كذبة |
Bu bir Chateau St. Estephe'dir. hayatın boyunca içeceğin en iyi Cabernet Sauvignon şişelerinden biridir. | Open Subtitles | هذا المشروب هو أفضل ما قد تتذوقينه في حياتكِ كلها |
hayatın boyunca kafana estiği gibi gidip geldin. | Open Subtitles | حياتكِ كلها تذهبين و تأتين وأنتي سعيدة |