Winn, sen bilişimde çalışıyorsun. Senin Tüm hayatın algoritma üzerine kurulu değil mi? | Open Subtitles | وين , انت خاص بالتكنولوجيا و التقنيات أليست حياتك كلها مبنية على ألريثم؟ |
Tüm hayatın olmaya başlıyor, sonra biri sigarasını söndürmeyi unutuyor ve her şey yanıp kül oluyor. | Open Subtitles | يستحوذ على حياتك كلها. ثم ينسى احدهم ان يطفىء سيجارته. ويحترق كل ما تملكين باكمله. |
Tüm hayatını duvardaki o "Aile" karşısında geçirdin. | Open Subtitles | أنتى تضيعين حياتك كلها امام تلك الأسرة على الحائط |
Çok sevdiğin bir babayı kaybetmek mi ki onun için bütün hayatını değiştiriyorsun yoksa sahte bir hayat üretecek kadar utandığın bir baban olması mı? | Open Subtitles | ان تخسر اب تحبه جداً لدرجه انك تغير حياتك كلها من اجله ام الشعور بالعار من أب لدرجه انك تخلق حياه اخرى بعيده عنه ؟ |
Biliyor musun, Hayatın boyunca Walter gibi seni kollayan kişiler oldu. | Open Subtitles | لقد كانت حياتك كلها بها شخص ما مثل والتر ليعتنى بكى |
Çok dikkatli olmazsan, bütün hayatın büyük bir hırsa dönüşebilir. | Open Subtitles | اذا كنت شديد الحذر حياتك كلها ستصبح كفاح لا ينتهي |
hayatında bundan iyi bir teklif aldın mı? | Open Subtitles | أرايت عرضاً أفضل من هذا ؟ فى حياتك كلها ؟ |
Sadece o anın Tüm hayatın boyunca süreceğini umut edersin. | Open Subtitles | تماسك فحسب, آملاً أن تلك اللحظة ستأخذ حياتك كلها. |
Peki Kontes en azından sen en iyi arkadaşın seni küçük düşürüp ihanet edecek mi diye merak etmedin Tüm hayatın boyunca. | Open Subtitles | حسنا, كونستنس على الأقل انتي لا تعيشي حياتك كلها قلقلة اذا كانت صديقتك ستيهنك او تخونك |
Tüm hayatın cerrahi olmuş olsa bile, bu yemek masasında bağırsak muhabbeti yapabileceğin anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | حتى ان كانت جراحة حياتك كلها ، هذا لايعني ان عليك التحدث عن الأحشاء على مائدة العشاء. |
Tüm hayatın boyunca, sadece eğlenceli olduğu için bir şey yaptın mı hiç? | Open Subtitles | في حياتك كلها, هل فعلت شيء ما لكي تضحك فحسب؟ |
Anneni ısıran vampiri bulmak için Tüm hayatını harcadın. | Open Subtitles | قضيت حياتك كلها تبحث عن مصاص الدماء الذى عض أمك |
Tüm hayatını anneni ısıran Vampiri aramakla geçirdin. | Open Subtitles | قضيت حياتك كلها تبحث عن مصاص الدماء الذى عض أمك |
Hey, Tüm hayatını bir adamın tırnağı için harcıyorsan, onu kesin hatırlarsın. | Open Subtitles | ان تقضي حياتك كلها في بناء أصبع قدم رجل, فأنت ستتذكره |
Ve hep ölümü bekleyerek bütün hayatını mahvedeceksin. | Open Subtitles | وفي الوقت ذاته ستفسد حياتك كلها بالإنتظار |
bütün hayatını babanın böyle korkunç şeyler yaptığını bilerek geçirdin. | Open Subtitles | لقد بنيتى حياتك كلها تعلمى ان والدك قد فعل أشياء كريهه. |
Senin anahtarlar hakkında Hayatın boyunca öğreneceğinden fazlasını ben bu gece uyurken unuturum. | Open Subtitles | سأنسى المزيد عن المفاتيح الليلة أثناء نومي أكثر مما ستتعلمه في حياتك كلها |
Sakinleş, olur mu? Hayatın boyunca doktorlara koştun durdun ve hep haberler iyi oldu. | Open Subtitles | إرتح ، حياتك كلها ، تركض إلى الأطباء ، الأخبار دائماً جيدة |
Bütün Hayatın boyunca, tek yapmak istediğin bu kasabadan gitmekti. | Open Subtitles | فى حياتك كلها , كلّ ما أردته أن تخرج من هنا. |
Yani bütün hayatın antikalarımla geçti. | Open Subtitles | لذا طول حياتك كلها كانت مدفوعة من قبل أثاري |
Bir kez, hayatında bir kez dünya Edward Bloom'un etrafında dönmesin. | Open Subtitles | لليلة واحدة فقط في حياتك كلها الكون لا يدور حول إدوارد بلوم |
Ölürken tüm hayatının gözünün önünden geçtiğini söylerler. | Open Subtitles | يقولون أن حياتك كلها تمر أمامك عندما تقترب من الموت |
Eğer erkekseniz, tüm hayatınızı onunla yatmak için çalışmaya harcarsınız. | Open Subtitles | ولو كنت شاذا, لقضيت حياتك كلها من أجل أن تحاول أن تنام معها |
Bütün hayatının bir duvara sığabildiğini bilmek biraz iç karartıcı. | Open Subtitles | مستاء لعلمي ذلك, حياتك كلها قد تتسع على حائط واحد |
Demek kızınızın iyiliği için evinizi, arkadaşlarınızı, bütün hayatınızı geride bırakarak Kennish'lerin evine taşındınız. | Open Subtitles | إذا تركت منزلك، أصدقاءك، حياتك كلها تركتيها خلفك للانتقال مع الكينيش لأجل ابنتيك. |