Hayatını burada sürdürmek için kalmanı istemeleri çok iyi. | Open Subtitles | من الجميل أنهم طلبوا منك . البقاء ، لبدء حياتك هنا |
Bunu biliyorum, ama Hayatını burada da sürdürebilirsin. | Open Subtitles | أنا أعلم، ولكن يمكنك أن تجعلي حياتك هنا |
Thorne kumandan olduğunda Duvar'daki hayatın nasıl olacak? | Open Subtitles | "كيف ستكون حياتك هنا عند "الجدار و"ثورن" هو الحاكم؟ |
Önemli değil. Yani, tüm hayatın burada. Anlıyorum. | Open Subtitles | حسنا أعني، حياتك هنا أحصل عليها |
Ancak buradaki hayatın da oradaki kadar iyi olabilir. | Open Subtitles | لكن يمكن أن تكون حياتك هنا جيّدة بنفس القدر بل ربّما أفضل |
Dışarıdakilerin çoğundan daha iyi yasayacaksın. | Open Subtitles | حياتك هنا ستكون أفضل من حياة أغلبية الناس فى الخارج |
Tanrım, tüm geri kalan hayatın boyunca burada kalacağını düşünemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع الأستمرار بالأعتقاد بأنك ستمضي بقية حياتك هنا |
Hayatını burada peynir yiyerek geçirmek istemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انتي لا تريدن قضاء حياتك هنا بأكل الجبن |
Tüm Hayatını burada geçirmek yerine! | Open Subtitles | -عوضاً عن قضاء بقية حياتك, هنا |
Thorne kumandan olduğunda Duvar'daki hayatın nasıl olacak? | Open Subtitles | "كيف ستكون حياتك هنا عند "الجدار و"ثورن" هو الحاكم؟ |
Pardon ama, hayatın burada nasıl mükemmel oluyor? | Open Subtitles | أعذريني هل حياتك هنا مثالية؟ |
Atlantis'e hoş geldin. Bundan sonra hayatın burada. | Open Subtitles | مرحباً بك في (أطلانطس)، من الآن فصاعداً حياتك هنا |
buradaki hayatın tanıştığın o insanlar. | Open Subtitles | حياتك هنا الناس الذين قابلتهم |
buradaki hayatın ne olacak? | Open Subtitles | -ماذا عن حياتك هنا ؟ |
Dışarıdakilerin çoğundan daha iyi yaşayacaksın. | Open Subtitles | حياتك هنا ستكون أفضل من حياه أغلبية الناس في الخارج |