Oğlumun, burada askeri yürüş yapmana, göğsünü gererek onun hayatını olduğundan fazla sefilleştirmene ihtiyacı yok. | Open Subtitles | ليس بحاجة لأن تأتِ إلى هنا وتنفخ صدرك وتجعل حياته أكثر بؤساً مما هيّ عليه. |
Evvela, onun hayatını biraz daha zorlaştırabilirsiniz. | Open Subtitles | كبداية يمكنكم أن تجعلوا حياته أكثر صعوبة |
-Onu hastanelere götürdün kan şekerini dengeleyerek hayatını birçok kez kurtardın. | Open Subtitles | - أنت أخذتيه للمستشفى . نُقذت حياته أكثر من مره بالحفاظعلىسكرالدممتوازناً. |
hayatını daha huzurlu hâle getirmek için insanlar şehirler yakıyor. | Open Subtitles | رجل يودُ أن يشعل النار في مدينته فقط ليجعل حياته أكثر راحة. |
Onun hayatını kurtarmam, bir sürü övgüden daha önemli. | Open Subtitles | كانت حياته أكثر أهمية كما أعتقد من الكثير من التملق |
hayatını olduğundan daha da karmaşık bir hale getirme. | Open Subtitles | فقط لا تعقدي حياته أكثر مما هي عليه |
hayatını tehlikeye atarak neden buralarda dolaştığını bir şekilde öğrenmek zorundayız. | Open Subtitles | -ولذلك أقول أن تنكره الغير قانونى يهدد حياته أكثر من كونه يهدد المملكه... |
Defalarca hayatını kurtardı. Ve Palmer daha önce de onun hakkında kişisel kararlar vermişti. | Open Subtitles | لقد انقذ حياته أكثر من مرة و(بالمر) توسط له من قبل |