| Vince'in menajeriyim, ama aynı zamanda, altı yaşından beri arkadaşız bir odada oturup onun özel hayatı hakkında dedikodu yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | نحن أيضاً أصدقاء منذ سن السادسة وأرفض الجلوس في قاعة أناقش حياته الشخصية مع مجموعة من الغرباء |
| Peki ya özel hayatı? Ailesi, arkadaşları, sevgilisi? | Open Subtitles | حسناً ، ماذا عن حياته الشخصية الأسرة والأصدقاء والأحبّاء؟ |
| O özel hayatı hakkında hiç konuşmaz mıydı, evliliğinden bile? | Open Subtitles | , هل تكلم الكثير حول حياته الشخصية زواجه ؟ |
| Öğretmenlerden, doktorlardan, özel hayatına yaklaşabilecek herkesten uzak tutulmuş olabilir. | Open Subtitles | محتمل ظل بعيدا عن ... المدرسين، الاطباء اى شخص يبدو قريبا جدا من حياته الشخصية |
| - Evet. Özel hayatında eski moda masa oyunlarına düşkün. | Open Subtitles | الذي يبدو أنه يفضل ألعاب الطاولة القديمة في حياته الشخصية. |
| Lane özel hayatından hiç bahsetmezdi. | Open Subtitles | لم يتحدث (لاين) أبداً عن حياته الشخصية |
| özel hayatı hakkında hiç konuşmadıklarını söyledi. | Open Subtitles | قالت انه لم يتحدث مطلقا عن حياته الشخصية |
| özel hayatı hakkında çok ketum. | Open Subtitles | والطريقة السرية التي يخفي بها حياته الشخصية. |
| özel hayatı yüzünden insanların ona güvenmesi çok zor. | Open Subtitles | وبسبب حياته الشخصية .. من الصعب لل الناس يثقون به. |
| özel hayatı da aynı derecede rezildi. | Open Subtitles | والملوك الجالسين على عرش بريطانيا حياته الشخصية كان مشينة على حد السواء |
| özel hayatı çalkantıda ve adam aşık. | Open Subtitles | حياته الشخصية في فوضى وهو واقع في حبك |
| özel hayatı çalkantıda ve adam aşık. | Open Subtitles | .حياته الشخصية في فوضى وهو واقع في الحب |
| İşle özel hayatı ayrı tutuyor. | Open Subtitles | فى إحترام عمله و حياته الشخصية |
| özel hayatı felaket olarak gösterildi. | Open Subtitles | تميّزت حياته الشخصية بكونها مأساوية. |
| Ve Bay Barry adına, özel hayatı hakkında doğrulanmamış her türlü bilgiyi basmaktan vazgeçmeni talep ediyorum. | Open Subtitles | (ونيابةعن السيد(باري, أطلب منك ألا تقوم بنشر أيّ شئ عن حياته الشخصية |
| İş ve özel hayatına ulaşmak için çok iyi bir fırsat olabilir. | Open Subtitles | لدي معلومات عن أعماله و حياته الشخصية. |
| "Barney'nin sıkı dostlarından biri olan ben bir daha özel hayatına karışmayacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | أنا أحد أصدقاء "بارني" المقربون... . أعد أن لا أتدخل في حياته الشخصية مرةً أخري... |
| Özel hayatında da her şey yolunda gibi. | Open Subtitles | ويبدوا أنه فعل كل شيء في حياته الشخصية أيضاً |
| - Özel hayatında sorumsuzdur. Alkoliktir. | Open Subtitles | لقد كان طائشا في حياته الشخصية سكير |
| Ama profesyonel kariyer, Kişisel hayatı birlikte tutamadı, ve yılın sonunda, parçalandı. | Open Subtitles | لكن حياته الشخصية لم يكن عدم ادخار النجاح. بعد هذا العام, انخفض كل شيء على حدة. |