"حياتي في" - Translation from Arabic to Turkish

    • hayatımı
        
    • hayatımın
        
    • Hayatım
        
    • İçin için hayatıma
        
    Sevgi ve merhamet göstermek üzerine kurulmuş hayatımı değiştiren adamla. Open Subtitles الرجل الذي غير حياتي في بلاد نشأت على المحبة والتراحم
    Irak'ta hayatımı kurtardı. Yalan söylemesi için bir sebebi yok. Open Subtitles لقد انقذ حياتي في العراق لا حاجة الى أن يكذب
    Charlie orada hayatımı kurtardı ve Şimdi bende onun parasıyla ilgileniyorum. Open Subtitles تشارلي أنقذ حياتي في السجن والآن أنا مسؤول عن أموال تسويته
    hayatımın geri kalan kısmını burada geçirmeyi hak etmiyorum, değil mi? Open Subtitles أنا لا أستحق البقاء طيلة حياتي في هذا السجن ,أليس كذلك؟
    hayatımın geri kalan kısmını burada geçirmeyi hak etmiyorum, değil mi? Open Subtitles أنا لا أستحق البقاء طيلة حياتي في هذا السجن ,أليس كذلك؟
    Bunun sebebi Hayatım boyunca söylediğim şeylerin yapılmasına alışkın olmam. Open Subtitles لأنني قضيت حياتي في إعطاء الأوامر التي عليها أن تنفذ
    Hayatım boyunca arkamı kollayarak yaşayacağım için minnettar mı olmalıyım? Open Subtitles تتوقع بأنني سأكون ممتن لقضاء بقية حياتي في فحص كتفي؟
    Ve senin de hep dediğin gibi hayatımı bunun gibi deliklerde ziyan ediyorum. Open Subtitles وكما ترى استمر في تدمير حياتي في أماكن مثل هذه سألتني عدة مرات:
    Ben kararımı çoktan verdim. Âşık olup hayatımı zehir etmeyeceğim. Open Subtitles ولذلك قررت أن لا اضيع حياتي في شيء اسمه الحب
    Şimdi geri kalan hayatımı ruhani ceza içerisinde bağışlanmak için dua ederek geçirmeliyim. Open Subtitles و الآن يجب أن أكمل حياتي في التكفير و أدعو من أجل المغفرة
    Tüm hayatımı sorunları gizli tutmak için raporları değiştirmekle geçirdim. Open Subtitles انا قضيت حياتي في محاولة التنصل من تقارير اسرار الاضطرابات
    I ı'm Gerçekten bu yeni dünyada hayatımı zevk olacak düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أنني ذاهب حقا في التمتع حياتي في هذا العالم الجديد.
    Hepinize şunu söylemeliyim: tüm ailemi buldum yetişkin hayatımda. Tüm yetişkin hayatımı onları ararken harcadım, ve şimdi tamamen işlemeyen bir ailem var herkesinki gibi. TED لابد أن أخبركم، أني وجدت كل أسرتي عندما كبرت، قضيت كل حياتي في البحث عنهم، والآن لدي أسرة مختلة تماما مثل أي شخص آخر.
    hayatımın geri kalanı boyunca uçsam da buranın güzelliğine asla alışamam. Open Subtitles سأقضي طوال حياتي في القيادة ولن أدرك مدى هذا الجمال الخلاّب
    hayatımın kalanını çalıntı tekerlekli sandalye satarak geçirmek istiyorum sanki. Open Subtitles و كانني يجب ان ابقي طوال حياتي في مقعد متحرك
    Ve hayatımın son 15 senesinde ucuz bir kilise kıyafeti giyip Tanrı'yı bulmak adına her önüme gelen siki ağzıma almadığım için üzgünüm. Open Subtitles أنا آسفة أنني لم أمضى آخر 15 عاما من حياتي في لعك كل قضيب أمامي مرتدية ثوب جنسي رخيص وأدعي بأني وجدت الله
    hayatımın her an sona erebileceği fikri beni hayatın sunduğu şeylerin güzelliğini, sanatını ve korkusunu tamamen kucaklamam için özgür kılıyor. Open Subtitles إن فكرة انتهاء حياتي في أية لحظة تحررني لكي أقدّر تماماً الجمال والفن والهلع المصاحبة لكل ما يقدمه لنا عالمنا هذا
    Hayatım boyunca arkamı kollayarak yaşayacağım için minnettar mı olmalıyım? Open Subtitles تتوقع بأنني سأكون ممتن لقضاء بقية حياتي في فحص كتفي؟
    Kendimi hayatımın büyük bir bölümünü bir hastanenin arka koğuşunda geçirmiş olarak bulabilirdim ama Hayatım o şekilde ilerlemedi. TED وربما انتهى بي الأمر بقضاء معظم حياتي في جناح الخلفي للمستشفى، لكن حياتي لم تتحول هكذا.
    Oradan başka bir küçük odaya gönderildim ve orada çok hoş bir hanım, evdeki Hayatım hakkında her türlü soruyu sordu. TED من هناك، تم ارسالي إلى غرفة صغيرة مع سيدة لطيفة حقاً والتي سألتني أسئلة متنوعة عن حياتي في المنزل.
    Diplomasiyi seviyorum. Kariyerim yok. Bütün Hayatım boyunca diplomat olmayı, ülkeme hizmet etmeyi umdum. TED أحب الدبلوماسية. ليست لدي مهنة. توقعت أن أمضي حياتي في العمل الدبلوماسي ، في خدمة بلدي.
    İçin için hayatıma eziyet etme. Open Subtitles " لا تحطم حياتي في الارض "

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more