| Paranı bu şekilde harcarsan, Senin hakkında endişelenmeme gerek kalmayacak. | Open Subtitles | تنفقُ مالاً كهذا القدر , فلـن يتحتم عـليّ الـقلقُ حيالك. |
| Bir tahminde bulunarsam aynı insanlar Senin hakkında da konuşuyor. | Open Subtitles | لذا سأقوم بالتخمين وأخبرك بأنّهم نفس الأشخاص يتحدثّون حيالك أيضاً |
| Sen beni yeniden bulmak için geri döndün. Ve Senin hakkında aynı şeyi hissediyorum. | Open Subtitles | أنت تراجعت سعيا أن تجدني مرة أخرى وأشعر بنفس الطريقة حيالك |
| Ama Seninle ilgili kayıtlar var ve onlar hiç hoş değil. | Open Subtitles | لكن هناك أكثر من تقرير حيالك و إنها ليست جيدة للغاية. |
| Etkileyici olmadığından değil. Sadece Seninle ilgili bir şey var. | Open Subtitles | ليس لأنك لا تستطيع لكن , هناك شئ ما حيالك |
| Sana karşı bir şeyler hissediyor. Bununla ilgili ne yapacağını bilmiyorsun. | Open Subtitles | كيف يشعر حيالك أنت لست تعلم ماذا ستفعل بشـأنه |
| Senin hakkında hiçbir şey yapmayacağımı gerçekten düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل اعتقدت فعلا أنني لن أقوم بأي شيء حيالك ؟ |
| Bu yüzden Senin hakkında bir şeyler öğrenmek istedim. | Open Subtitles | ولهذا أنا أدركتُ أن هناك شيئاً مميزاً حيالك |
| Senin hakkında yanıldığımı söyledin bana. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأنّني كنت مخطئةً حيالك كيف يمكنك فعل ذلك ؟ |
| İşim insanların Senin hakkında ne düşündüğü, | Open Subtitles | مهنتي هي معرفة ماذا يظن الناس حيالك |
| Muhtemelen o da Senin hakkında aynı şeyi düşünmüştür. | Open Subtitles | على الأرجح، أنه ظنَّ نفس الشيء حيالك |
| Yaptığımız için mutluyum, çünkü aramızda hiç bir yalan olmayacak Senin hakkında ya da herhangi bir şey hakkında. | Open Subtitles | لأنه لم يعد بيننا أكاذيب... حيالك أو حيال أي شيء آخر |
| Senin hakkında da aynısını düşündüğüne eminim. | Open Subtitles | متاكد انه يفكر بنفس الطريقة حيالك |
| Partnerim Senin hakkında baya endişeli. | Open Subtitles | شريكي قلق جداً حيالك |
| Test sonuçların gayet iyi. Ama Seninle ilgili şüphelerim var. | Open Subtitles | نتائج اختباراتك جيدة، لكن لدي شكوك حيالك |
| Cornell hakkında iyisi mi bir şeyler yap, çünkü garanti ederim ki, o Seninle ilgili bir şeyler yapıyordur. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تفعل شيئاً كورنيل حيال لأنني أضمن لك بأنها تفعل شيئاً حيالك |
| Seninle ilgili her şey eğlenceli. Benimle sinemaya gel! | Open Subtitles | كل شئ حيالك غريب تعالي للسينما معي |
| Hepsi Seninle ilgili. | Open Subtitles | كل شئ حيالك أنت |
| O halde Roma'ya indiğim anda Seninle ilgili elimde olan her şeyi tüm dünya gazetelerinde göreceksin. | Open Subtitles | فور أن تطأ قدمي (روما) سترى كل الأمور التي أملكها حيالك في جميع صحف العالم |
| Sana karşı hislerinin gerçek olmadığını nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف تتأكدين إن كانت مشاعره حيالك غير حقيقية؟ |
| Harika dediğim şey, hala içimde Sana karşı bir şeyler hissedip hissetmediğimdi, hala seni sevip sevmediğim. | Open Subtitles | ما عنيته بالرائع أنني كنت أتساءل داخلي إن كنت لازلت أشعر بشئ حيالك إن كنت لازلت أحبك بداخلي ثم؟ |