Benim gibi insanların parası olduğunda senin gibi insanların çıktığı yer. | Open Subtitles | حيث الناس امثالك يأتون زاحفين عندما اناس امثالي يكون لديهم مالاً |
İnsanların hala el sıkışarak ticaret yaptıkları türden bir yer. | Open Subtitles | إنها النوع من البلاد حيث الناس فيها يقومون بأعمالهم بالمصافحة |
Dünyayı yeniden tasavvur etmek için bir araçtır, öyle bir dünya ki, siyahi insanların özgürce var olabildiği, özgürce yaşayabildiği bir dünya. | TED | هي وسيلة لإعادة تخيل عالم حيث الناس السود يملكون حرية الوجود، وحرية العيش. |
Bu çok zor bir problem, çünkü insanların çalışma kabiliyetini kaybettiği bir dünyada alabilecekleri tek şey bu temel gelir. | TED | إنها مشكلة صعبة جداً، لأننا في عالم حيث الناس تخسر قدرتها على العمل الشي الوحيد الذي ستحصل به هو الدخل الأساسي. |
İnsanların sürekli sana para verdiği, ama senin onlara hiç birşey vermediğin bir dünya düşün. | Open Subtitles | ,تخيّل عمل حيث الناس يسلّمونك مال .وأنت لا تعيد لهم أي شيء على الإطلاق |
İnsanların sürekli sana para verdiği, ama senin onlara hiç birşey vermediğin bir dünya düşün. | Open Subtitles | ,تخيّل عمل حيث الناس يسلّمونك مال .وأنت لا تعيد لهم أي شيء على الإطلاق |
Yine de kendimi insanların beni pek anlamadığı bir durumda buluyorum. | TED | لكن مازلت ساقطا تحت هذا الصدع الغريب حيث الناس لا يفهمون ما يبدو لي. |
Ben insanların istedikleri gibi düşündüğü, davrandığı ve taptığı bir ülkeyi savunuyorum. | Open Subtitles | أنا أدافع عن بلدٍ حيث الناس يمكنهم أن يفكّروا، يتصرفوا، يعبدوا حسبما يشاؤون |
Sen insanların birbirlerine önem vermedikleri büyük bir şehirden geliyorsun. | Open Subtitles | انت جئت مِنْ مدينة كبيرة حيث الناس لا يَهتمّونَ ببعضهم البعض. |
Tanrıya şükür Hollywood'dayız, insanların birbirine adil davrandığı yerde. | Open Subtitles | أشكر الله على عودتنا لهوليوود حيث الناس يساعدون بعضهم البعض |
Ama en sonunda, insanların bana çuvallamam için taptığı bir şey buldum. | Open Subtitles | لكن اخيراً وجدت شيئاً حيث الناس يشكروني على إفساده |
En zor şartlar altında bile, insanların umutlarını, düşlerini koruduğu bir yer. | Open Subtitles | مكان حيث الناس عِنْدَهُمْ الآمالُ والأحلام حتى في أحلك المواقف. |
Belki de insanların kafalarının karıştırılmasından mutluluk duyduğu çalışma alanınızda daha iyi bir şansla karşılaşırsınız. | Open Subtitles | لعله يكون مرحبا به في مجالك حيث الناس يسعدون بتضليلهم |
Ama ben, insanların kendisini ifade etmekten çekinmediği bir yer olduğunu farkettim ve bu yer su soğutucusunun başı. | Open Subtitles | لكن، لقد وجدت بانه هناك مكان واحد حيث الناس لا يملكون اي مشاكل في التعبير عن انفسهم |
İnsanların onu gerçekten sevdiği tek yerde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنه في المكان الوحيد حيث الناس يحبونه حقاً |
İnsanların şarkı söylediği, dans ettiği ve mutlu olduğu çok değişik bir dünyaydı. | Open Subtitles | فى عالم اخر تماماً حيث الناس يغنون و يرقصون و سعداء |