İçeride duvarlar dimdik uzanır, tuğlalar birbirine kavuşur... yer döşemeleri sağlamdır, kapılar da sıkı sıkıya kapalıdır. | Open Subtitles | ضمن؛ حيطان تستمر قائمةً؛ و القراميد تتلاقي الطوابق قوية والأبواب تغلق بعقلانية |
Uydu erişimini engelleyen koruyucu bakır kaplı duvarlar var. | Open Subtitles | حماية مُتصلة بالقمر الصناعي حيطان من النّحاس |
Tünel duvarları 1,5 metre betondan. Bunun trenlerime tehlikesi ne? | Open Subtitles | حيطان النفق تحتوى على 5 أقدام من الخرسان، أين الخطر الذى يهدد القيطارات؟ |
Ama geçen yıllarda bu Üç Soylu Aile, Üç Şehrin kontrolünü ele geçirdi ve şehirlerin duvarları daha da yükseldi. | Open Subtitles | لكن في العقود الأخيرة دارت هذه العائلات النبيلة مدنهم الثلاث لكي يَكون ملكهم طالت حيطان مدينتهم لذا |
Benim mütevazi teklifim, bu üç şehrin duvarlarını yıkmak ve ayrılığı ortadan kaldırmak. | Open Subtitles | أَقترح بتواضع هدم حيطان المدن الثلاث ولكَسْر الحصار |
"Burda kalmak mı?" George ormanlar kralıdır. Kimse onu dört duvar arasına hapsedemez | Open Subtitles | جورج ملكُ الأدغال ما من أربعة حيطان تستطيع حبسه |
Her yargıcın, kent duvarlarının dışına çıkıp, Lanetli Dünya'nın bilinmeyen topraklarına yapması gereken bir yürüyüş. | Open Subtitles | امشى ككل قاضى يجب ان يكون خارج حيطان هذه المدينة الى الارض الملعونة المجهولة |
York, ülkeme yapılan her saldırının başlangıç noktasıydı ve o soylu kuzen masum İskoçları şehrin duvarlarına asmıştı, kadın ve çocukları bile. | Open Subtitles | يورك منطقة تجميع لقتال لكل إجتياح لبلادي ذاك ابن العم شنق إسكوتلنديين أبرياء على حيطان المدينة حتى النساء والأطفال |
Penceresiz, tuğla duvarlar var. | Open Subtitles | هناك نوافذ مكسوره و حيطان من الطوب الاحمر |
Kağıt yok, kitap yok. Sadece boş duvarlar. | Open Subtitles | لا صُحُفَ لا كُتُبَ فقط حيطان فارغة |
Tablalı duvarlar, masa, erotik takvim halı. | Open Subtitles | حيطان مركبه مكتب النتيجة السجاده |
duvarlar ve tavan kalın. | Open Subtitles | يوجد به حيطان وسقف ، وعمدان |
Kong Qiu'nun duvarları yıkma fikrini desteklemeliyiz! | Open Subtitles | نحن قد ندعم كونغ شيه هدم هناك حيطان مدينة |
Ve böylece Troya'nın duvarları altında 10 yıl geçti. | Open Subtitles | ولذا 10 سنوات مرّت تحت حيطان تروي. |
Doğum yaptığım odanın duvarları pembeydi. | Open Subtitles | حيطان غرفتي كانت وردية |
İlk defa gece yatıya kalıyorsunuz, oğlun oturma odamın yeni boyanmış duvarlarını karalıyor ve not defterim kayıp, sence tesadüf mü? | Open Subtitles | أول مرّة أشخاص يبيتون عنديّ، ابنك رسم وصبغ كلّ شيء على حيطان الغرفة. و المفكرة فُقدت؟ |
Sınıfın duvarlarını kirletseydim. | Open Subtitles | أشوه حيطان قاعة الدرس |
Sınıfın duvarlarını kirletseydim! | Open Subtitles | أشوه حيطان قاعة الدرس |
Bizatihi ben o döneme ait Kont Lovignano'nun malikanesindeki, mağara duvarlarında duvar yazıları bulmuşumdur. | Open Subtitles | أنا نفسى وجدت بعض الرسومات القديمة على حيطان الكهوف . "فى بيت الكونت" لوفيجنانوس |
Bu ay dört duvar çökertip, iki tünel çıkışını yıktın. | Open Subtitles | هذا الشهر فقط هدّمت أربعة حيطان |
Deneylerimizin bir tek şahidinin bile bu şirketin duvarlarının dışında olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا اُريد أن توجد أية أدلة عن تجاربنا خارج حيطان هذه الشركة |
"Üç Şehrin duvarlarının" yıkılmasını isteyeceğim. | Open Subtitles | أنا سَأَدْعو إلى هدم حيطان المدينة الثلاث |
Emzirilen bebekler, memelerden koparılıp, şehrin duvarlarına doğru fırlatılacaklar. | Open Subtitles | الرضع ينزعون من الصدر و يرمون على حيطان المدينة |