Ancak MCT’nin en patlayıcı uygulaması bir avcı saldırdığında kullanılır. | TED | يوظّف أهم استعمال لأنسجة الكولاجين المتغيرة عندما يُشن هجوم من حيوان مفترس. |
Biliyorsun, Helen, Kara dul, güçlü bir avcı olabilir fakat her avcı Bir başkasının avıdır. | Open Subtitles | هيلين قد تكون الأرملة السوداء حيوان مفترس قوي ولكن كل مفترس هو فريسة لمفترس آخر |
Bugüne kadar yaşamış en büyük yırtıcı hayvan bu adada bir yerlerde. | Open Subtitles | على هذه الجزيرة يوجد أشرس حيوان مفترس في التاريخ |
Senin yüzünden az kalsın evime vahşi bir hayvan getiriyorduk. | Open Subtitles | لا أصدق أنك كدت تجعلينني أحضر حيوان مفترس إلى بيتي |
Senin vahşi bir hayvana dönüşünü izledim. | Open Subtitles | راقبتك تتحول إلى حيوان مفترس |
Yırtıcı bir hayvanın saldırısına karşılık yapılan otomatik anatomik bir tepkidir. | Open Subtitles | انها ردة فعل تلقائية جراء هجوم حيوان مفترس |
Bu aralar tehlikeli bir yırtıcı hayvan çevrede geziyor. | Open Subtitles | في الوقت الراهن, يتجول حيوان مفترس خطير في البلدة حرّاً |
Bütün hayvanların yaptığını yapıyor. Diğer yırtıcılardan daha kötü değil. | Open Subtitles | انه يفعل ما تفعله الحيوانات انه ليس أكثر شرا من أي حيوان مفترس أخر |
Orman sessiz olursa bir yırtıcı hayvan vardır. | Open Subtitles | عندما تهدأ الغابة فهذا يعني وجود حيوان مفترس |
Sesi tehlikeli bir yırtıcı hayvan mı çıkarıyor, yoksa sadece rüzgar mı? | TED | هل هو حيوان مفترس خطر، ام انها الرياح؟ |
Onlar da Berengaria gemisine bindirip vahşi bir hayvan gibi özel kamarasına kilitlediler. | Open Subtitles | فقاموا بوضعها فى البيرينجاريا و أغلقوا غرفتها مثل حيوان مفترس |
vahşi bir hayvan tarafından parçalanıp yenmekten sonra. | Open Subtitles | بالاضافة الى مهاجمتنا من قبل حيوان مفترس |
Lois aynen vahşi bir hayvan gibi geldi. Kendimi korumamın imkanı yoktu. | Open Subtitles | لويس قدمت إلي كأنها حيوان مفترس لم يكن لدي أي وسيلة للدفاع عن نفسي |
İkinci en büyük yırtıcı hayvanın onu avlaması lazım. | Open Subtitles | وثاني أشرس حيوان مفترس يجب أن يصطاده. |