"حيوياً" - Translation from Arabic to Turkish

    • biyolojik
        
    • hayati
        
    • hayatî
        
    Bir de biyolojik ve metabolik tarama yapıp, doku profili çıkarın. Open Subtitles وللمرح فحسب ، هلّا أجريتِ فحصاً حيوياً وفحصاً للأنسجة ومعدل الأيض
    biyolojik olarak büyüleyici, Hesaplama olarak büyüleyici, aynı zamanda o bir sembol toplumun fikirlerini birleştiren bir yol, kollektif bir davranış oluşturan ve işbirliği sağlayan. TED حيوياً حاسوبياً و أيضاً كرمز كطريقة دمج أفكار المجتمع السلوك الكلي، و التعاون.
    Sinteztezikler, beyin sinirlerinin bağlantılarında, biyolojik bir eğilimi miras almışlardır. Fakat sonra kültürel eserler, takvimler, yemek adları ve abc gibi şeylere maruz kalmaları gerekmiştir. TED تشابك الحواس يورث ميلاً حيوياً للاتصال المفرط في أعصاب الدماغ. لكن بعد ذلك يجب أن تُعرّض لأدوات الثقافة، مثل التقويم، و أسماء الطعام، والأحرف الهجائية.
    Bunlar hayati ipuçları edinilebilecek veriler. Open Subtitles هذه هي الحقائق التي يمكنها أن تؤمن لنا دليلاً حيوياً
    Müttefik güçlerin güvenliği için son derece hayati olduğu düşünülüyordu. Open Subtitles كان يُعتبر حيوياً للغاية لأمن قوّات التحالف.
    Ama aslında karbondioksit, gezegenimiz için daima hayatî bir öneme sahip olagelmiştir. Open Subtitles لكن في واقع الأمر، ثاني أكسيد الكربون كان دوماً حيوياً لكوكبنا
    İnsan beyni sadece ve sadece elektro-kimyasal bir makinedir, biyolojik olarak yaratılmıştır, ama yine de bir makinedir. Open Subtitles دماغَ الإنسان عبارة فقط عن ماكنة كهروكيمياوية. خَلقَ حيوياً, لكن ماكنة مع ذلك.
    - Manevi olarak hepsi benim. biyolojik olarak, 12 tanesi. Open Subtitles روحانياً ، جميعهم أطفالى و لكن حيوياً ، فلديّ إثنى عشّر طفلاً.
    biyolojik olarak üreyemiyoruz, dirilmeyi tekrar inşa etmenin bir yolunu bulmalıyız. Open Subtitles لا نستطيع أن نُولد حيوياً لذا يجب أن نجد طريقة لإعادة بناء محور الإنبعاث
    Yani sonunda ortaya çıkardığın, biyolojik bağının olmaması. Open Subtitles تعرفين، التي حول انك إكتشفت أخيراً أنك لاترتبطين به حيوياً
    Muhtemelen orayı Hint Okyanusu'nun Galapagos'u olarak tanıyorsunuzdur çünkü dünya üzerindeki en fazla biyolojik çeşitliliğe sahip yerlerden. TED لربما تعرفونها كما تعرفون جزر الغالاباغوس في المحيط الهندي، لأنها تُعَدُ من أكثر المناطق المتنوعة حيوياً على وجه الأرض.
    25 yaşında her istediğine sahip olmak biyolojik açıdan doğru olamaz. Open Subtitles ان تحصل على كل شيء في25 ليس جيد حيوياً
    biyolojik bir katil-avcı geliştirdik. Open Subtitles لقد طورنا علاجاً حيوياً كالصيّاد
    Bunun biyolojik olarak mantıksız olduğunu farkettim. Open Subtitles لقد عرفت أن هذا غير منطقي حيوياً
    Evet, biyolojik olarak. Open Subtitles نعم .. حيوياً
    Ve gerçekten açık hale gelen bir şey varsa O da bu hataların evrimimizde hayati bir rol oynamış olduğudur. Open Subtitles الأمر الذي أصبح واضحاً بالفعل هو أن هذه الأخطاء لعبت دوراً حيوياً في تطورنا
    Jamaah İslamiah hakkındaki yazınız hayati önem taşıyordu. Open Subtitles أعتقد أنّ ما قلتَه في الإجتماعِ كان أمراً حيوياً.
    Senin müdahalende hayati bir rolleri var. Open Subtitles أنهم يشكلونَ جزءً حيوياً من عملية التدخل
    Bu istasyon Kuşak'taki en hayatî liman hâline geldi. Open Subtitles أصبحت تلك المحطة أكثر ميناءًا حيوياً في الحزام
    İkmâlin erkenden yapılması, Overlord'un başarısı için hayatî önem taşıyordu. Open Subtitles كان الأسراع بتموين القوات حيوياً (لنـجـاح عمليـة (السيـد الأعـلى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more