Babam yaşıyor ve işte tam bu kapının arkasında. | Open Subtitles | أبي حي و خلف هذا الباب مباشرة. |
Amerikalı şarkıcı Rodriguez kuşkusuz yaşıyor ve iyi bu gece bizimle Front Row'da. | Open Subtitles | المغني الأمريكي رودريقز هو بالتأكيد حي و معافى و هو معنا الآن في برنامج " هذه الليلة" Front Row |
O yaşıyor ve geri dönecek. | Open Subtitles | إنه حي و سوف يرجع |
Evet, ne olmuş? O hayatta ve iyi, şu anda tutuklu, ve fiziksel olarak hiç bir zarar görmemiş. | Open Subtitles | إنه حي و على ما يرام و لا أثار جسدية على إستجوابه |
Igor Ivanovich Kozak, namı diğer Brütüs hayatta ve Brinkerman cezaevinde yatıyor. | Open Subtitles | "إيجور إيفانوفيتش كوساك" الشهير ب "بروتس" حي و سجين في سجن برينكامين |
Bence hâlâ yaşıyor ve sanırım kaçıyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه حي و أعتقد أنه يهرب |
Kevin'ı bulduk. yaşıyor ve durumu iyi. | Open Subtitles | لقد وجدنا (كيفين) هو حي و حالته مستقرة |
Kevin'ı bulduk. yaşıyor ve durumu iyi. | Open Subtitles | لقد وجدنا (كيفين) هو حي و حالته مستقرة |
Ama Dixon hayatta ve şimdi tek önemli olan bu. | Open Subtitles | . لكن (ديكسون) حي و هذا كل ما يهم الآن |
Billy Joel kesinlikle hayatta ve kesinlikle şövalye değil. | Open Subtitles | بيلي جول) بالتأكيد حي) و هو بالتأكيد ليس فارسا |
Hayır, Karl hayatta ve turp gibi... ne yazık ki! | Open Subtitles | لا، (كارل) حي و بأفضل حال للأسف |
O hayatta ve iyi durumda. | Open Subtitles | إنه حي و بخير. |