"حَتى" - Translation from Arabic to Turkish

    • bile
        
    • kadar
        
    Ne geçmiş olsun kartı, ne çiçek buketi... cenaze çelengi bile yok. Open Subtitles لا بِطاقات تَتَمنى لكَ التحسُّن و لا باقات مِنَ الوُرود و لا حَتى إكليل الجَنازَة
    Konuşana dek, bir santim bile gün ışığı göremeyeceksin. Open Subtitles حَتى تَتكلَّم، لَن تَرى شيئاً مِن ضوء النهار
    Hapiste bir kardeşimin olduğunu bile bilmiyorlar. Open Subtitles يا إلهي، إنهُم حَتى لا يَعرفونَ أن لي أخٌ في السِجن
    İkimizden birisi morga gidene kadar, ikimizin arasındaki sorunlar bitmeyecek. Open Subtitles حسناً، سيكونُ هناكَ متاعِب دائِماً على الأقَّل حَتى يموتُ أحَدُنا
    Mesela, eskiden serbest bırakılıncaya kadar yağmur yağmayacağını iddia ediyordu. Open Subtitles علَى سبِيَل المِثَال، بِأن السَمَاء لنَ تمَطِر حَتى يُطلَق سَراحُها
    Ben dönene kadar, sorumluluk sende, tamam mı? Open Subtitles حَتى عَودَتي، ستكونُ أنتَ المَسؤول، ماشي؟
    Günahlarini gizlemek için hücresinde perde bile var. Open Subtitles حَتى أنهُ غَطّى زِنزانَتَهُ بسِتارَة ليُخفي آثامَه
    Hem haklı olsan bile ne olacak ki? Open Subtitles حَتى و لَو كُنتَ مُحِقاً، فما يَهُم ذلك؟ إنها مَيتَة
    Saçmalama, yemeğe başlamadık bile. Seni görmek güzel. Open Subtitles هَراء، نحَن لم نبَدأ حَتى في تنَاول الطعَام، تسَرنِي رؤيَتك
    İsa'nın kanunları, Kral bile olsa kilisenin başı olması gibi bir saçmalığa nasıl izin verebilir ki? Open Subtitles كَيف يمكِن لشرَيعة المسَيح أن تصَرح لضَعِيف أو حَتى لمَلك، بَأن يكِون الَرئيس لِلكنيَسه؟
    İnan bana, zamanı gelince Kral bile teşekkür edecek. Open Subtitles صَدقنيِ في وَقت حَتى المَلِك نَفسه سَيقُوم بِشُكرك
    Monarşilerin kötüye kullanılması ile ilgili bir Hıristiyan Kralı'nın bile cesaret edemeyeceği hatta niyetlenemeyeceği konuları bile hiç korkmadan söylerler. Open Subtitles لايخَافون الكَلام بحِريَه، والحُريه لِلمُلوك والَتي لا يجَب عَلى أي مَلِك مَسيحِي أن يَتجرَأ حَتى بِالتفكِير بهِا
    Bu şekilde yolculuk, yasal olmayan bir eş için bile hiç güzel değil! Open Subtitles إنهَا لَيسَت طَرِيقَه جمِيلَه لِلِسفَر، حَتى بِالنِسبَه لِزوجَة غِير شرعِيَه
    Hakkında övgüyle bahsetmek bile hapse girme riski taşıyor. Open Subtitles حَتى لَو تَكلَمت كَلمه واحِده لمَدحِها سَأكُون مُعرضاً لِلِسجن
    Bazı şeyler sesli söylenene kadar gerçek olmuyor. Open Subtitles بعضُ الأشياء لا تُصبحُ حَقيقية حَتى تَقوليها
    Yeni bir posta gelene kadar satış yok. Open Subtitles لِذا حَتى تَأتي الشُحنَة الجَديدَة. فلَن أَبيعَ لَك
    Yeni bir şef bulunana kadar müdür McManus'un görevleri için geçici olarak benim bakmamı istedi. Open Subtitles حَتى تَسمِيَة مُدير الوَحدَة الجَديد. طَلَبَ مِني الآمِر أن أستَلِمَ مَهام ماكمانوس مُؤَقتاً
    Mahkemeye gitmeyi planlıyorum ve adalete kavuşana kadar her gün gideceğim. Open Subtitles و أنوي الذَهابَ إلى المَحكمَة و الذَهابَ إلى هُناك كُلَ يوم حَتى نَنالَ العَدالَة
    Meclisin yeni dönem açılışına kadar beklemen gerekiyor.. oyum için. Open Subtitles يجِب أن تَنتظِر حَتى دورَة البرلمَان الجدِيدَه لأنَه تصوِيتي
    Bu konuda karasızdım ta ki Majesteleri'nin kendi yazdıklarını okuyana kadar. Open Subtitles كُنت غير متأكِد مِن هَذا الأمِر حَتى قَرأت مَنشِور فَخامتُه
    Ancak suçu ve günahı sabit olmasa Kral'ın işi bu noktaya kadar getireceğine de ihtimal vermiyorum. Open Subtitles حَتى لا أسَتِطيع أن أفَكِر بِأن المَلِك قدَ رفع دَعوَى قِضائِيه حَتى الأن مَالم تكُن مذَنِبه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more