| Ve bu olur olmaz, dışarıda şehirdeydiler, çocuk işciliğinin kalkması gerektiğine herkesi ikna ediyorlardı. | TED | وعندما يحدث هذا, يكونون خارجاً في المدينة يقنعون الجميع ان ظاهرة عمل الأطفال يجب ان تلغى. |
| dışarıda bekleyin. Sizinle daha sonra konuşacağım | Open Subtitles | انتظرن خارجاً في القاعة ، سأتحدث إليكما لاحقاً |
| Yani... dışarıda bizden daha çok var. | Open Subtitles | اذاً، هناك نصيب اكثر لنا خارجاً في العالم |
| Seni ne zaman dışarıda görsem Amerikan oyunları oynuyorsun. | Open Subtitles | أراك يومياً خارجاً في الساحة تلعب ألعابك الرياضية الأمريكية ويلبس ملابسك الأمريكية |
| Otuzunda tüm eşyalarını dışarı atacağım. | Open Subtitles | سوف أرمي أغراضك خارجاً في الثلاثين من الشهر |
| - Peki ne yapmalıyım? Eve gel. Ama dışarıda kilerde bekle. | Open Subtitles | تعالي إلى المنزل لكن ابقي خارجاً في مخزن المؤن |
| Diğer 3 ajan dışarıda koridorda bekledi. | Open Subtitles | ،بقي العملاء الثلاثة الآخرين خارجاً في الرواق |
| Dubrovnik'de dışarıda öğle yemeği yiyebilirsin. | Open Subtitles | في دوبروفنيك يمكنك تناول الغداء خارجاً في الشمس. |
| Evde zorbalığa uğramak dışarıda zorbalığa uğramaktan çok daha kötü birşey. | Open Subtitles | التعرض للمضايقة في المنزل أسوأ من أي شيء سيواجهه خارجاً في العالم |
| 2 yaşındaki çocuğun gece dışarıda işi ne? | Open Subtitles | لماذا سيكون هنالك طفل بعمر الثانية خارجاً في الليل ؟ |
| Aletlerini bu havada dışarıda bırakma, paslanır. | Open Subtitles | يجب أن لا تترك أدواتك خارجاً في هذا الطقس والإ ستصبح صدئة |
| Sen evliliğin üstünde çalışırken karın dışarıda bunu yapıyor. | Open Subtitles | هذا ما تفعله زوجتك خارجاً في حين أنك تعمل على زواجكما |
| Bu havada dışarıda ne yapıyorsun? | Open Subtitles | ماذا تفعل خارجاً في هذا الطقس؟ |
| Bütün gün bu soğukta dışarıda niye duruyoruz? | Open Subtitles | ماذا نقف خارجاً في هذا الجو البارد؟ |
| Onlardan ikisi hala dışarıda bir yerlerde. | Open Subtitles | إثنان منهم ما زالا خارجاً في مكان ما |
| - Köpekler geceleri dışarıda bırakılmaz. | Open Subtitles | لا تضع الكلب خارجاً في الليل أبداً |
| Harry Manning doru atıyla dışarıda. | Open Subtitles | و " تريكسي " و " هاري مانينغ " خارجاً في الحصان الأسمر |
| dışarıda olmak güzel. Temiz hava... | Open Subtitles | أشعرُ بالراحة خارجاً في الهواء الطلق.. |
| Akşam ayakkabılarını dışarı bırakırsan sabah boyanmış olarak alabilirsin. | Open Subtitles | ضع حذاءك خارجاً في اللبل وستجدهما لامعين في الصباح |
| Diğer cerahlar geceleri dışarı çıkmak için bütün işi üzerime yıkıyorlar. | Open Subtitles | الجراحين الآخرين يصعبون الأمر علي للتسلل معهم خارجاً في الليل. |
| Ben ahırda dışarı Aradığınız zaman , aksi takdirde olurdu biraz yukarı burası temizlenir . | Open Subtitles | لقد كنتُ خارجاً في الحظيرة عندما آتصلتي بيّ كنت أقوم بتنظيف هذا المكان قليلاً |