At gözlüğü mü? | Open Subtitles | خارج الصندوق |
Konservasyon dünyasında kalıpların dışında düşünmek zorunda olduğumuz bir noktaya geldik. | TED | لقد وصلنا إلى نقطة في عالم الحفاظ على البيئة حيث علينا التفكير خارج الصندوق |
kalıpların dışında düşünebiliyorlardı çünkü kalıpları deliklerle doluydu. | TED | لقد تمكنوا من التفكير خارج الصندوق بسبب أن صندوقهم كان مليئا بالثغرات. |
Gelecek onlar ve kedi olmaktan ve kutunun dışında düşünmemelerinin söylenmesinden korkmamalarını sağlamaya çalışıyorum. | TED | هم المستقبل. وأنا احاول أن اجعلهم لا يخافون أن يكونوا هذا القط وان يقال لهم لا تفكروا خارج الصندوق. |
Şimdi... sıra dışı düşünmeye başlamamız gerekiyor. | Open Subtitles | الآن , يجب علينا البدء بالتفكير ملياً خارج الصندوق |
Bir bilimadamının bunun gibi kutunun dışını da düşebilmesi gerekli. | Open Subtitles | العلماء يحتاجون إلى المقدرة على التفكير خارج الصندوق مثل هذه الفكره |
Şey... Roy, iyi haber şu ki sandığın dışındasın. | Open Subtitles | حسناً,(روى) الخبر الجيد هو أنك خارج الصندوق |
Fakat silahları programlayanlar için kalıpların dışında düşünebilen tiplere ihtiyaç vardı. | Open Subtitles | ولكن بالنسبة لمبرمجي الأسلحة الإلكترونية إحتجنا أكثر إلي نوعية تتسم بالتفكير خارج الصندوق |
Bence kalıpların dışında düşünmemiz lazım burada. | Open Subtitles | أظن علينا التفكير خارج الصندوق هنا |
kalıpların dışında düşünmek konusunda işe yarıyor. | Open Subtitles | هنالك دروس خارج الصندوق |
kutunun dışında düşünmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أفكر عند خارج الصندوق الصندوق |
Gerçekten kutunun dışında düşünün. | TED | فكر خارج الصندوق الضيق. |
(Yazı: Asla, ama asla kutunun dışında düşünme.) (Gülüşler) Yani, adam kediye kutunun dışında düşünmeye cüret etmemesini söylüyor. | TED | (النص: لا تفكر بصورة مختلفة .) (ضحك) اذن، يقول الرجل للقط، إياك أن تجرؤ على التفكير خارج الصندوق |
Bu yüzden, sıra dışı bir çözüm düşünerek domatesi bir kutunun içinde büyüttüm. | Open Subtitles | لذلك , كان الحل هو التفكير خارج الصندوق بزيادة الطماطم الخاصة بي داخل الصندوق |
Oldukça rahatsız edici ama sıra dışı düşünüyorsun. | Open Subtitles | شيء غريب حقاً لكنك تفكر خارج الصندوق |
Sıra dışı düşünmeniz lazım. | Open Subtitles | علي التفكير خارج الصندوق هنا |
Yani Melanie'nin davasında olduğu gibi kutunun dışını düşünemediler. | Open Subtitles | لذا تماماً كما في قضيّة (ميلاني)، لم يتمكّنوا من التفكير خارج الصندوق. |
Şey... Roy, iyi haber şu ki sandığın dışındasın. | Open Subtitles | حسناً,(روى) الخبر الجيد هو أنك خارج الصندوق |