Kendine bayağı yükleniyorsun evin dışında o kadar vakit geçirmeler falan. | Open Subtitles | حقاً أنّك تحاول إيذاء نفسك، تقضي الكثير من الوقت خارج المنزل. |
Kendine bayağı yükleniyorsun evin dışında o kadar vakit geçirmeler falan. | Open Subtitles | حقاً أنّك تحاول إيذاء نفسك، تقضي الكثير من الوقت خارج المنزل. |
Yüzme havuzları inşa ediyor. Bugün geç saate kadar dışarıda olacaktı. | Open Subtitles | إنه يعمل في بناء أحواض السباحة سيظل خارج المنزل طوال اليوم |
1812 yılından beri çocuğun evden dışarı adım atmasına izin vermedim,.. | Open Subtitles | ولم أسمح له أن يخطو خطوة واحدة خارج المنزل منذ عام 1812 |
Ben onun yeni evi için finansal destek sağlıyorum işlerim hakkındaki o da "Sormazsan-söylemezsin" anlaşmasına daha çok uyuyor hem evin dışındaki eğlence hayatıma da karışmıyor. | Open Subtitles | سأدعمها مالياً في منزل المضاربة خاصّتها وهي ستتّبع سياسة عدم السؤال والتدخّل تجاه عملي وحياتي الترفيهيّة خارج المنزل |
Çok çalışıyorsun. Ya da en azından çoğu zaman evde değilsin. | Open Subtitles | أنت تعمل بجد ، أو على الأقل تكون خارج المنزل كثيراً |
Partnerlerinden ya da eşlerinden ev dışında çalışmalarını ve kendileri kadar kariyerlerine bağlı olmalarını bekliyorlar. | TED | يتوقعون من شركائهم وزوجاتهم أن يعملوا خارج المنزل وسيكونون ملتزمين بالوظائف بقدر التزام شركائهم. |
Ailemin her iki tarafında da evin dışında çalışan ve yüksek eğitim seviyesine ulaşan ilk kadındım. | TED | أنا أول امرأة على الإطلاق في كلي شقي أسرتي تعمل خارج المنزل وتتلقى تعليمًا عاليًا. |
Sonuçta bizi evin dışında kovalayamadı. | Open Subtitles | أو ملاحقتنا. أعني، إنه لم يستطِع مطاردتنا خارج المنزل |
Sadece evin dışında seninle yalnız olarak biraz zaman geçirmek istedim. | Open Subtitles | أردت فقط ان أُمضِيَ بعض الوقت معك خارج المنزل |
Michael, evin dışında silahlı adamlar var! | Open Subtitles | مايكل، هناك رجال خارج المنزل ومعهم أسلحة |
Henüz değil.evin dışında oldukları sürece güvendeler. | Open Subtitles | ليس بعد طالما أنهما خارج المنزل فإنهما بأمان |
Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama evin dışında patlak bir borum var. | Open Subtitles | أكره أن أزعجك، ولكن هناك أنبوباً مكسورة خارج المنزل |
dışarıda gösteriler, çatışmalar, bombalı eylemler ve keskin nişancılar vardı. | TED | خارج المنزل ،كانت تشتعل المظاهرات والمعارك و كان هناك قصف و قناصة. |
Hadi dışarıda ne yaptığını bilmiyorsunuz peki, evde ne yaptığını da bilmiyor musunuz? | Open Subtitles | حسناً، إن كنتِ لا تعلمين ماذا يفعل خارج المنزل فهل تعرفيم ماذا يفعل في المنزل؟ |
Bütün gün dışarıda bekler, pencerelere bakardı. | Open Subtitles | كان يقف خارج المنزل طوال اليوم و ينظر من النافذة |
O zamana kadar da ne telefona dokun, ne de evden dışarı adımını at, tamam mı? | Open Subtitles | حتى ذلك الحين, لا تلمسي الهاتف أو تطأ قدمك خارج المنزل. مفهوم؟ |
evin dışındaki çöplük çantaları boşaltmak, her şey! | Open Subtitles | لقد بحثت في القمامة خارج المنزل و أفرغت الحقائب و كل شيء |
evde her ne yaparsan çocukların dışarıya çıktığında seni taklit eder. | Open Subtitles | ما تفعلة فى المنزل اطفالك سوف يقلدونك عندما يكونون خارج المنزل |
Artık bu ev dışında kimsenin yüzüme bakamam. | Open Subtitles | لذا لا استطيع أن أخرج خارج المنزل مره آخرى |
Birini bu Evden uzak tutmak için bu tuzu dökmem gerekiyor. | Open Subtitles | أود فقط أن أضع هذا الملح لإبقاء شخص ما خارج المنزل |
Cinayet silahını evin dışına atacak zamanı olmamıştır. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه سيجد وقتاً كافياً للتخلص من سلاح الجريمة خارج المنزل |
Zeke. Saatlerce evin önünde park etti. Beklemem gerekti. | Open Subtitles | زيك ،ركن سيارته خارج المنزل لساعات اضطررت للانتظار |
Kapanır kapanmaz şüpheli Malcolm Taffert'ın telefon numarasını kopyalamış ve arama Evin dışından, kesin olarak doğuda 40 kilometre uzaklıktan gelmiş. | Open Subtitles | كما تبين,فالجاني قام بإستنساخ رقم مالكولم تافرت و المكالمة كانت صادرة من خارج المنزل |