Güneydoğu'daki evinin önünde bugün öğleden önce vuruldu. | Open Subtitles | أصيب خارج منزله جنوب شرق المدينة قُبيل ظهر اليوم. |
4400'lerden biri olan Christopher Dubov dün gece evinin önünde saldırıya uğradı. | Open Subtitles | "واحد من الـ4400 " كريستوفردبوف هوجم خارج منزله الليلة الماضية |
Onu takip ettim, evinin önüne arabamı park ettim. | Open Subtitles | قمت بملاحقته اركنت سيارتي خارج منزله |
Muhtarın evinin önüne park ettiği Audi A6 olsa onu da satar mıydın? | Open Subtitles | لو سيارة رئيس البلدة "الأودي"موجودة خارج منزله, |
Bir keresinde üç gün evinin dışında oturmuştu. | Open Subtitles | في احدى المرات بقيت خارج منزله لمدة ثلاثة ايام |
Onu hiç evinin dışında görmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم اشاهده أبداً خارج منزله |
Evinin dışına bir kamera yerleştiririm. | Open Subtitles | سأضع كاميرا خارج منزله. |
Bir saat kadar önce, evinin önünde. | Open Subtitles | خارج منزله منذ حوالي ساعة ماذا؟ |
Frank eve gelir, evinin önünde mavi bir Camaro'nun park edildiğini görür. | Open Subtitles | "فرانك" عاد للبيت، رأى سيارة من نوع كامارو زرقاء مركونة تماما خارج منزله. |
Çevre uzmanı Peter Hostrup, bugün evinin önünde vuruldu. | Open Subtitles | الخبير البيئي (بيتر هوستروب) قتل خارج منزله اليوم |
Albay Clarke bu akşam evinin önünde vurularak öldürüldü. | Open Subtitles | العقيد (كلارك) أُطلق عليه النار وقُتل خارج منزله مبكراً هذا المساء |
Yolu kapattığımız sırada Leroy'un evinin önünde gördük. | Open Subtitles | رأيناه خارج منزله في الشرفة |
Onu takip ettim, evinin önüne arabamı park ettim. | Open Subtitles | تبعته أوقفت سيارتي خارج منزله |
evinin dışında bekliyordum. | Open Subtitles | - رحماك يا إلهي! كنت أنتظر خارج منزله وركب هو في سيارته |
Onun evinin dışında bekledim. | Open Subtitles | لقد انتظرته خارج منزله |
Çantası arkadaşının evinin dışında bulundu. | Open Subtitles | على الأرض خارج منزله |
Miami'de evinin dışında öldürülen tasarımcı. | Open Subtitles | المصمم الذي قُتل في (ميامي) خارج منزله |