Aslında söylediğim, hepimizin Em City dışında ne bok yiyoruz. | Open Subtitles | ما الذي نَفعلُهُ جميعُنا خارِج مدينَة الزُمُرُد، هذا ما أقولُه |
Em City dışında ne işin var? | Open Subtitles | ما الذي تَفعَلُه خارِج مدينَة الزُمُرُد؟ |
Devlet avukatının açıklamasına göre, Howell ile mahkeme dışında anlaşmaya gidilmiş. | Open Subtitles | و أكَّدَ مُحامي الولاية أن قضية هاول قَد تمَّت تسويتُها خارِج المَحكمَة |
Devlet mahkeme dışında anlaşmaya gitti, Howell işine geri döndü... bununla beni suçlu ilan ediyor. | Open Subtitles | تَقومُ الولاية بالتسوية خارِج المَحكمَة. و تُعاد هاويل إلى وظيفتِها مِما يُلوِّح إلى أني مُذنِب و لكنني لستُ مَذنِباً |
Memur Howell'a devletin, mahkeme dışında anlaşmaya gideceğini söyleyin. | Open Subtitles | أَخبِر الضابِط هاويل أنَ الوِلايَة ستُسوي هذا الأَمر خارِج المَحكمَة |
Kendi dışında olduğun zaman birşeyler hissediyor musun? | Open Subtitles | هَل سَبَقَ أن عانيتِ مِن مَشاعِر انفصال، كأنكِ خارِج نَفسِكِ؟ |
Ek binanın dışında sokaktayız ama labirente geri dönmüşüz gibi gözüküyor. | Open Subtitles | نحن في الشارع خارِج المَبنى المُـرفق، لكِن يبدو أننا عدنا ثانية للمَــتاهة. |
- Sakin olun. Wick'lerin mahkeme dışında anlaşmaya gideceklerinden eminim. | Open Subtitles | إهدَئي، أنا مُتأكِّد أن عائلَة (ويك) ستُسوي القضيَة خارِج المحكمَة |
Alden Kasabasının dışında bir araziye atarken seni gördüğünü iddia ediyor. | Open Subtitles | يدَّعي أنهُ شاهدكَ ترمي جُثَة (تيبيتس) في حقلٍ خارِج مدينَة (آلدِن) |
Arkadaşın nerede? Şehir dışında. Ev boş. | Open Subtitles | إنّه خارِج البلدة لا أحد في المنزِل |
Bandera'nın on altı kilometre dışında batıya doğru giderken gördüm. | Open Subtitles | لديّ رؤية على بعد عشرة أميال ... "خارِج "بانديرا يتجّه غرباً |