En kötüsü ise birçok sorunu olan özel bir kanun meclisten geçti. | Open Subtitles | الأسوء من ذلك كُله، تم إصدارُ قانونٍ خاص مع الكثير من المشاكل. |
Şimdi casusluk işinin karanlık taraflarıyla şüpheli bağları olan özel bir askeri kuvvet mi kiralayacaksınız? | Open Subtitles | والآن ستستأجرين جيش خاص مع علاقات مريبة إلى قتامة قطاعات التجارة بالتجسس |
Başında 2 koruma olan özel bir asansörü kullanıyor. | Open Subtitles | لديه مصعد خاص مع حارسين |
şerifinin casino sahibi ile özel anlaşması olan bu departman hariç | Open Subtitles | بإستثناء الحالة التي يكون فيها الشريف على ترتيب خاص مع مالك الكازينو |
10 dakika içinde Bay Wieland ile özel bir röportaj ayarla. | Open Subtitles | جهزى لقاء خاص مع ويلاند خلال عشر دقائق |
Onu yakalayamadan yakasında iğne olan birkaç kişiyle birlikte özel asansöre bindi. | Open Subtitles | قبل أن أستطيع إمساكه دخل في مصعد خاص مع بعض الضيوف الآخرين الواضعين دبابيس |
Beni Birleşik Devletler başkanının da katılacağı özel bir yemeğe davet etmeyerek. | Open Subtitles | من خلال إلغائك دعوتي لعشاء خاص مع رئيس الولايات المتحدة. |
10 dakika içinde Bay Wieland ile özel bir röportaj ayarla. | Open Subtitles | جهزى لقاء خاص مع ويلاند خلال عشر دقائق |
Şef ile özel bir anlaşmaları varmış. | Open Subtitles | كان لديه اتفاق خاص مع كبير الطباخين |
Unutma Boyd ile özel konuşma fırsatı yakalarsan değerlendir. | Open Subtitles | تذكر، أي فرصة تسنح لك للتحدث بشكل خاص مع (بويد) انتهزها |
Andy Williams ile özel Noel şovu yapacağım. | Open Subtitles | سيحظى بعيد ميلاد (خاص مع (أندي ويليامز |
Chessani'nin çocuğuyla birlikte özel bir karı grubu var. | Open Subtitles | لديه بيت دعارة خاص مع ابن (تشيزاني) |
-Sıkıntı, dediğin Birleşik Devletler başkanının katılacağı özel bir yemek. | Open Subtitles | عشاء خاص مع رئيس الولايات المتحدة. |