Evet! Bu karmaşayı çıkarmak için bu kadar kötü olmak gerek. | Open Subtitles | أوه هذا صحيح، يجب أن تكون خبيثا لتحدث هذه الفوضى |
Aristoteles'e göre, ahlak soruyla alakalı değildir: "Hangisi daha iyi veya kötü?" | TED | بالنسبة لـ "أرسطو"، الأخلاقيات لم تكن متعلقة بسؤال، ما إذا ظل هذا حميدا أم خبيثا. |
Ya da kanser olan babasının bir umutla hayatını kurtarabilmek için kanserin iyi ya da kötü huylu olduğunu tespit eden bir uygulama yazan 16 yaşındaki kızı. | TED | أو فتاة تبلغ من العمر 16 عاما والتي بنت خوارزمية للمساعدة في الكشف عن ما إذا كان السرطان حميدا أو خبيثا في أمل ضعيف منها بإنقاذ حياة والدها لأنه مصاب بالسرطان. |
Hayır, kötü değildir, demek istediğim o değildi. | Open Subtitles | ربما ليس "خبيثا" هذا ليس ما كنت أريد قوله. |
Geçen gün Smallville'de böyle kötü kalpli değildi. | Open Subtitles | لم يكن خبيثا و بغيضا فى سمولفيل |
Geçen gün Smallville'de böyle kötü kalpli değildi. | Open Subtitles | لم يكن خبيثا و بغيضا |
Siroz, kötü huylu olmaya başlamış. | Open Subtitles | التليف الكبدى قد أصيح خبيثا |
Onlara kötü niyetli olmadığını açıkladım, | Open Subtitles | أوضحت لهم أني لم أكن خبيثا |