Yüzyıl önce İngilizler bu tapınağa kanlı bir baskın yaptığında bir rahip son iki taşı bu yeraltı mezarlarına sakladı. | Open Subtitles | أيّ قرن مضى عندما هاجم البريطانيون معبدي وذَبحَوا شعبي كان هناك كاهن وَفِيّ خبّأ الحَجرين الأخيرين |
Tesadüf olamaz. Sence belleği kobayın kafesine mi sakladı? | Open Subtitles | لا يمكن أن تكون مصادفة أتعتقد أنه خبّأ الذاكرة في قفص الخنزير الغيني ؟ |
Muhtemelen katil taşıması çok riskli olduğundan cesedi buraya saklamış. | Open Subtitles | حسناً، إذن لربّما خبّأ القاتل الجثّة هنا لأنّ نقلها محفوف بالمخاطر. |
O iblis büyülerini nerede saklamış olabilir? | Open Subtitles | أين يمكن أنْ يكون ذلك الشيطان قد خبّأ هذا السحر؟ |
Ama ben Mose'un kabloları nereye sakladığını bulur bulmaz, tekrar gelecek. | Open Subtitles | ولكن حالما أكتشف أين خبّأ موسى كل الأسلاك ستعود الطاقة مجددا |
Bir dakika. Tatlım birinin onu öldürüp buraya sakladığını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | انتظري, عزيزتي هل تظنين ان احداً قتلها ثم خبّأ جثتها هنا؟ |
Ama bu Bozukluğu kim sakladıysa bir amaç için yaptı. | Open Subtitles | لكنْ مَنْ خبّأ الحالة الشاذّة، فعل ذلك لسبب. |
Elmas bileziği o kasanın içine saklamıştı. | Open Subtitles | هناك حيث خبّأ السوار الألماسي ذاك. |
Sonra katil, cesedini bir yere sakladı. | Open Subtitles | ومن ثمّ خبّأ القاتل جثّتها |
Bu noktada katil Anabelle'in cesedini Oracle kapsülüne sakladı. | Open Subtitles | عند تلك المرحلة، خبّأ القاتل جثة (آنابيل) في حُجيرة الـ(أوراكل)، |
Muhtemelen cesedi sakladı. | Open Subtitles | -إذن لربّما هُو قد خبّأ الجثة . |
Decker, sigorta poliçesini gözümüzün önüne saklamış. | Open Subtitles | إذن فقد خبّأ (ديكر) بوليصة تأمنيه أمام أنظار الجميع. |
- Silahı yatağının altına saklamış. | Open Subtitles | -لقد خبّأ المسدس أسفل فراشه" " |
Çünkü Henry telefonunu koltuklardan birinin altına saklamış. Boston'a gittiğini düşünmemizi istemiş. | Open Subtitles | لأنّ (هنري) خبّأ هاتفه تحت أحد المقاعد أراد أنْ نظنّه ذهب إلى "بوسطن" |
Morris'in papazı güvenli bir yere sakladığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قُلتِ بأنَّ "موريس" قد خبّأ القِس بمكانٍ آمن |
Utahdan çıkarttığı 5 milyon doalrı nereye sakladığını öğrenene kadar işkence yaptık. | Open Subtitles | قمنا بتعذيبه حتى قال لنا أين خبّأ الخمس ملايين دولار التي نعلم أنه وجدها في (يوتا) |
Saatini nereye sakladığını söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أين خبّأ الساعة. |
Robbi zulayı nereye sakladığını mı söyledi? | Open Subtitles | روبي) أخبرك أين خبّأ الحشيش؟ ) |
Gormogon, kemiklerin içine bir şey sakladıysa, Bethesda'daki Emar gösterecek. | Open Subtitles | التصوير بالرنين المغناطيسي في "بيثيسدا" سيخبرنا إذا خبّأ (غورموغون) أيّ شيء في داخل العظام -مثل ماذا؟ |
Evrakları sakladıysa, onları bulacağız. Çaylak nasıl çalışıyor, canım? | Open Subtitles | 210)} .إن خبّأ الملفات، سنجدها - إذاً، كيف يبلي الصغير هنا يا عزيزي؟ |
Rick altını bir sebepten saklamıştı. | Open Subtitles | (ريك) خبّأ الذهب لسببٍ وجيه. |