- Onu buna sürükleyen benim. - seni yüzüstü bırakan da benim. | Open Subtitles | ـ أنا الذي جعلتها تنخرط بهذا ـ وأنا الذي خذلك |
Bana göre, o seni yüzüstü bırakmış. | Open Subtitles | لا ، من وجهة نظري هو الذي خذلك |
Benim güzel, güvenilir Marge'ım, seni yüzüstü bırakmayacağım. Bir şekilde para kazanacağım. | Open Subtitles | مارج) العزيزة ، لا يمكنني خذلك ، سأحضر مالاً بوسيلة ما) - "رهن المنزل ، مُتأخر" - |
- Orada kodese atılıyorsun arkadaşının uğruna darbe yiyorsun ve arkadaşın seni hayal... | Open Subtitles | -شكراً أنت هناك تجلس في السجن تتحمل لأجل صديق قد خذلك |
Küçük orospu burnum seni hayal kırıklığına uğrattığı için üzgün. | Open Subtitles | أنفي القذر اللقيط يتأسف على أنّه خذلك |
Baban seni hayalkırıklığına uğrattı ama sen de kızına yanı şeyi yapma. | Open Subtitles | أعرف أن أبوك خذلك لكن هذا لا يعني بأن عليك أن تخذلها |
Ama o seni hayalkırıklığına uğrattı, değil mi? | Open Subtitles | لكنه خذلك , أليس كذلك؟ |
seni yüzüstü bıraktığı için pişmanmış. | Open Subtitles | لقد قال بأنه يعتذر لأنه خذلك |
Wayne, neden şu Kasap Ronnie'nin seni yüzüstü bıraktığını düşünüyorsun? | Open Subtitles | إذاً (واين)، لماذا تشعر بأن هذا السجين... (روني) "الجزار"... بأنه خذلك ؟ |
Bilim seni yüzüstü bıraktı. | Open Subtitles | العلم خذلك |
- seni yüzüstü bıraktı, bizi tehlikeye attı. | Open Subtitles | -إنه خذلك وعرضنا للخطر . |
seni hayal kırıklığına uğrattığını düşündü. | Open Subtitles | إعتقد بأنّه خذلك |
Han seni hayal kırıklığına uğrattı mı hiç? | Open Subtitles | هل خذلك الخان؟ |
seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm. | Open Subtitles | -آسف على خذلك |