Hem bu kez, yanımızda "Cennetin Boncuğu" nu taşıyoruz. | Open Subtitles | هذه المرة معنا خرزة السماء إلى هونج كونج |
Cennetin Boncuğu taklit olabilir, ama çalındığına dair hükümet... duyurusunu ben yapmış olamam. | Open Subtitles | خرزة السماء يمكن أن تصاغ لكني لا أستطيع جعل الحكومة تعلن هذا إنها سرقت |
Ne tür insanlar Cennetin Boncuğu'nu çalmış olabilir? | Open Subtitles | أي نوع من الناس من الممكن أي يسرق خرزة السماء؟ |
Her bir boncuk, her bir renkli şerit, aynı zamanda bir müzik notası gibi okunabilecek bir hava elemanını temsil ediyor. | TED | كل خرزة لوحدها، كل شريط ملون لوحده، يمثل عنصرا من الطقس يمكن أن يقرأ كذلك كنوتة موسيقية. |
Her renkli boncuk, her renkli tel, bir hava elemanını temsil ediyor. | TED | كل خرزة ملونة، كل خيط ملون، يمثل عنصر طقس. |
Burnuna bilye sokmadığına yemin etmişti ama doktor çıkardığı zaman da "Aa, buradaymış" demeye başladı. | Open Subtitles | لقد أقسمت لي بأنها لم تفعل ذلك حيث ألصقت خرزة صغيرة على أنفها و لقد سحبها الدكتور للخارج ، حيث قالت هنا الخرزة |
Cennetin Boncuğu'nu getirseniz bile, onunla birlikte gömülmüş olmayı isteyeceksiniz. | Open Subtitles | حتى تستعيد خرزة السماء أريدك رجال مدفونين معها أيضا |
Cennetin Boncuğu Fred'de, ona yiyecek bir şeyler alacağım. | Open Subtitles | حصل فريد على خرزة السماء سأشتري له طعام الأن |
Sen Happy'i bul, siz de Cennetin Boncuğu'nu bulun. | Open Subtitles | ابحثى عن هابي وأنتما أبحثا عن خرزة السماء |
Çünkü aynı bunun gibi bir Boncuğu olay yerinde buldum. | Open Subtitles | لأنّني وجدتُ خرزة مثل هذه في مسرح الجريمة |
Cennetin Boncuğu'nu bırakın, bende gitmenize izin vereyim. | Open Subtitles | أترك خرزة السماء وبعدها سأتركك تذهب |
Cennetin Boncuğu'nu bana ne zaman getireceksiniz? | Open Subtitles | متى يمكنكم جلب خرزة السماء لي؟ |
Cennetin Boncuğu'nu kime verdiğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر لمن أعطيت خرزة السماء؟ |
Cennetin Boncuğu'nu bize verirseniz, dövüşmemize gerek kalmaz. | Open Subtitles | إذا أعطيتنا خرزة السماء لن نحتاج لمعركة |
Her karakter özelliği için de getirdikleri kolyeye bir boncuk bağladılar, bu kolyeyi doğum sırasında da taksın diye. | TED | وبينما كُنّ يتحدثن، عقدن خرزة لكل خَصْلَة في قلادة سوف ترتديها حول عنقها في غرفة الولادة. |
Daha büyük, daha karmaşık proteinler kopmaya karşı daha dirençli olabilirler. Bu yüzden bilimciler onların bir ucuna plastik boncuk iliştiriyor. Bu onların gerginliğini arttırıp ilk önce katlanmalarına yardım ediyor. | TED | البروتينات الأكبر و الأكثر تشتتاً تكون أكثر استعصاءً للإنفصال لذا يعلق العلماء خرزة بلاستيكية بأحد الأطراف و هذا يضيف ضغط إضافي فيحفذها على الإلتفاف أولاً |
Her boncuk, bir dileği veya güzel düşünceyi temsil eder. | Open Subtitles | كل خرزة تمثل أمنية ..أو فكرة جيدة |
her boncuk dünyanın başka bir yerinden getirildi. | Open Subtitles | كل خرزة أتت من جزء منفرد من العالم |
Alice'in burnuna boncuk kaçmış. | Open Subtitles | ألِس أصبحتْ a خرزة رَفعتْ أنفَها. |
Sadece oraya gidip bir bilye çıkarmamız lazım o kadar. | Open Subtitles | خرزة واحدة ستكون كافية |
Aldrin kıza hedef aldı! | Open Subtitles | (ألدرين) لديه خرزة عليها |