çıkarken anahtarı bulduğun yere bırak. | Open Subtitles | أثناء خروجك .. أعد المفتاح للمكان الذي وجدته فيه |
çıkarken T-shirt ve kasetinizi almayı unutmayın. | Open Subtitles | لا تنسى شراء تي شيرت وكاسيت الفرقة بطريق خروجك. |
Başın belaya girdiğinde, bu senin hapishaneden çıkış kartın olacak. | Open Subtitles | لو وقعت في ورطة، فهذه بطاقة خروجك المجانيّة من السجن. |
Son mektubunda, Dışarı çıktığın zaman büyük bir şey planladığını söylemiştin. | Open Subtitles | في خطابك الأخير، ذكرت بأن لديك شيء كبير تخطط له لحين خروجك. |
Sokaklara çıkıp bulabildiğin kadar adam bulacak ve o çocuğu indireceksin. | Open Subtitles | فور خروجك ، إجمع ما استطعت من الرجال واقتل ذلك الفتى |
taburcu olunca okula geri dön. | Open Subtitles | يمكنكِ العودة الى المدرسة عند خروجك من المستشفى |
Sen defilemden çıkıp gittikten sonra alıcıları bulmak için sadece bir ayım vardı. | Open Subtitles | و انا لدى شهر واحد فقط لاسترجاع المشترين بعد خروجك من عرض للأزياء الخاص بى |
Parayı sen hapisten çıktığında vermişti. Şimdi şansı yaver gitmiyor. | Open Subtitles | أعارك ذلك المبلغ بعد خروجك من السجن مباشرة، والآن يمرّ بضائقة. |
Aklınızda bulunsun bugün çıkarken, Kimliğinizi, araç kartınızı ve park giriş kartınızı iptal etmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | فى طريق خروجك الليلة يجب أن تسلم بطاقتك ومفتاح سيارتك وتصريح المرور. |
Bu iki hapı iç ve çıkarken güvenliğe mavi etiketi göster. | Open Subtitles | أنتِ بخير خذي هاتين الحبتين و أظهري هذه الاستمارة الزرقاء للأمن عند خروجك |
Hala binayı gözlüyor olacaklar. çıkarken dikkat et. | Open Subtitles | سيظلون يراقبون المبنى كن حذراً أثناء خروجك |
Kayıt aracından çıkarken bunu düşürdüğünü görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيت هذا يسقط منكِ عند خروجك من العربة |
Söyleyeceklerim, benim, çıkış biletim olduğum gerçeğini değiştiremez. | Open Subtitles | لا شيء سأقوله سيغير من حقيقة أنني تذكرة خروجك |
Fikirlerini yazıp, çıkış yolundaki şikâyet kutusuna bırakabilirsin. | Open Subtitles | أترك أفكارك في صندوق الإقتراحات في طريق خروجك |
Dışarı çıkmandan hoşlanmıyorum, hepsi bu. Daha zayıfsın. | Open Subtitles | أنا فقط لا يعجبنى خروجك هذا كل ما في الأمر ، أنت ضعيف |
Son zamanlarda şehirde dolaşmaya çıkıp orada bulunmaması gereken bir bina gördün mü? | Open Subtitles | أنصت، هل أثناء خروجك مؤخرًا في المدينة رأيت مبانٍ معينة لا يفترض وجودها؟ |
taburcu olunca okula geri dön. | Open Subtitles | يمكنكِ العودة الى المدرسة عند خروجك من المستشفى |
Burdan gittikten sonra ne yapacağız? | Open Subtitles | هل تعلم ما الذي ستفعله بعد خروجك من هنا؟ |
Merakımdan soruyorum, buradan çıktığında nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | سؤال بدافع الفضول، إلى أين تذهبين بعد خروجك من هنا؟ |
Gölgemden çıkmak başına gelebilecek en güzel şeydi. | Open Subtitles | خروجك من تحت ظِلِّي كان أفضل شئ يمكن أن يحدث لك مطلقاً |
Fakat sen herzaman kendini ciddi bir bokun içine atmayı becerdin, ve her nasılsa herzaman içine girdiğinden daha iyi şekilde çıktın. | Open Subtitles | نعم،لكنّك دائما تظبط نفسك للدخول فى هذه المواقف الجدية وبطــريقة ما, تجد خروجك من هذه المواقف أسهل من دخولك إليه |
Hapisten çıktıktan sonra onun intikamını alacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت اتخيل انك ستنتقم بمجرد خروجك من السجن |
Kimse beni eve davet etme nezaketini göstermediği için siz çıkana kadar beklemem gerekti. | Open Subtitles | بما أن لا أحد يتحلى بأذب الضيافة لدعوتي للدخول، اضطررت أن أنتظر خروجك |
Bugün bir dükkândaydım ve çıktığın zaman kullanmak isteyebileceğini düşündüğüm bir şey buldum. | Open Subtitles | لقد كنتُ بمتجر للمرهونات اليوم ووجدتُ شيئاً فكّرتُ أنّ بإمكانك إستخدامه عند خروجك. |
Küvetten çıkma zamanı, David. | Open Subtitles | حان وقت خروجك يا ديفد انه دوري لدخول الحمام |
Bütün gece ameliyattan çıkmanı bekledik. | Open Subtitles | وجلسنا ننتظر طوال الليل خروجك من العملية الجراحية. |
Arkadan dolaş. Kapıdan çıkınca, hemen sağa dön. | Open Subtitles | توجه نحو الخلف حال خروجك من الباب ثم استدر نحو اليمين |