"خزانات" - Translation from Arabic to Turkish

    • tankları
        
    • Dolapları
        
    • dolaplar
        
    • deposu
        
    • soyunma
        
    • tanklarının
        
    • dolap
        
    • dolabı
        
    • tankı
        
    • kasa
        
    • tankını
        
    • tanklarına
        
    • tüpü
        
    • tüpleri
        
    • tüpünü
        
    - Yedek tankları var. - Geçen gece uğrayacağını söylemiştin. Open Subtitles لديهم خزانات أحتياطية لقد قلت أنك سوف تمرين الليلة الماضية
    Hepimizin içinden çıkmamız gereken Dolapları var. TED جميعنا لدينا خزانات علينا أن نخرج منها.
    Vietnem, Kenya: dolaplar, lambalar, siyak köpekler, yerler, sabun, çamaşır, duvar saatleri, bilgisayarlar, telefonlar ve çok daha fazlası. TED في فيتنام، وكينيا: خزانات ملابس، لمبات، وكلاب سوداء، أرضيات، وصابون، مغسلة الملابس، ساعات، حواسيب، هواتف، وما إلى ذلك، صحيح؟
    Bir avuç mermimiz var ve sen su deposu avlıyorsun. Open Subtitles لدينا القليل من الرصاصات، وأنت تصيب خزانات المياه
    Duvarda ne yazdığını görmen için erkeklerin soyunma odasına girmene gerek kalmıyor. Open Subtitles ليس عليك أن تتسلل لغرفة خزانات الطلبة لتكتشف ما كتبوه على الجدار
    Su tanklarının içinde birer numune gibi yüzen cesetlerle dolu bir oda keşfettim. Open Subtitles هناك غرفة مليئة من الجثث العائمة في خزانات مثل العينات
    Tutkularını dışa vur... dolaplar yukarı, dolaplar aşağı dolaplar aşağı , dolaplar yukarı her çeşit dolap- burda heryerde dolap var. Open Subtitles إتركْ خارجاً عاطفتَكَ خزانات فوق، خزانات أسفل. خزانات فوق، خزانات أسفل.
    Buraya gelip her şeyi toplamaları için şu elbise dolabı düzenleyen şirketlerden bir tane bulmalısın cidden. Open Subtitles أتعلمين, يجب حقاً أن تحصلي على واحدة من شركات ترتيب خزانات الملابس لتأتي إلى هنا وتعيد تنظيم كل شيء
    Her iki oksijen tankı da hasarlı mı bilmiyoruz. Open Subtitles نحن لا نعلم اذا كان اثنان من خزانات الاكسجين قد تضررت
    Babam bir krom kaplama fabrikası sahibiydi ve ağır çelik parçaları kimyasal tankları arasında taşımaları gerekiyordu, TED لقد كان يمتلك شركة تصفيحات كروم، وكانوا مضطرّين لنقل أجزاء الصّلب الثقيلة بين خزانات للمواد الكيميائية،
    Bu, altındaki yağmursuyu tankları ve müze ile Tayland'daki en büyük eko-çatı. TED وهو أكبر سطح أخضر في تايلاند. مع خزانات مياه والمتحف أسفله.
    Yüzbaşı, ana yakıt tankları hasar aldı. Open Subtitles سيدى القائد , خزانات الوقود الرئيسية أصيبت
    Cabinets To Go en iyi kalitede inanılmaz fiyatlar için gidilecek yer bütün tahta mutfak Dolapları, meşe, kayra, kırmızı meşe ve lüks koyu çikolata renginde, hepsi depo mağaza stoklarında. Open Subtitles أن متجرنا هو المكان المناسب اسعارٌ مذهلة مع النوعية الجيدة خزانات المطبخ الخشبية بالزان العسلي, و الخشب الصلب الاحمر
    Okyanuslar, kıtaların hareketi sırasında oluşan boşlukları dolduran veya boşaltan birer su deposu olmanın çok ötesindedirler. Open Subtitles إلاّ أن المحيطات تتعدى كونها مجرد خزانات ماء تمتلىء وتفرغ وفق حركة القارات
    Kızların eteklerinden içeri bakabilirsin, bayanların soyunma odalarına takılabilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تنظر للأعلى تنورات البنات، تتسكع حول غرف خزانات السيدات
    Tamam, bu filtre tanklarının arasından geçeceğiz. Open Subtitles حسناً، سنعبر من هنا ونتجاوز خزانات التنقية
    Pekala, kasa, kasa dairesi ve kilitli dolap tarzı şeyler arıyoruz. Gözünü dört aç. Open Subtitles ، حسناً ، إننا نبحث عن خزانات . وكبائن مقفلة ، راقب المكان
    Lisede Ceset dolabı adında bir hip-hop grubundaydım. Open Subtitles كنت في فرقة رقص "هيب-هوب" في الكلية اسمها خزانات الجثث.
    Aslında, yakıt tankı çarpma anında patlayacak. Vücut parçası bulamayacaksın. Open Subtitles في الواقع، خزانات الوقود تشتعل عند الإصطدام، فلن تجدوا أجزاء أجسادٍ.
    Doktorluk, kasa hırsızlığı, steteskop satıcılığı. Open Subtitles طبيبة ، مخترقة خزانات مالية بائعة سماعات طبية
    Daha sonra yağmur suyu depolama tankını koymak sahamızı sudan bağımsız hale getirmek için büyük bir çukur kazdık. TED ومن ثم نحن نقوم بحفر حفرة كبيرة لكي نضع خزانات تجميع مياه الامطار فيها لكي نحصل على قطعة ارض مستقلة مائياً
    Şu anda petrol tanklarına yatırım yapmamı isteyen Norveçlilerle dolu bir odaya yürüyorum. Open Subtitles انا على وشك الدخول الى غرفة بها نرويجيون يريدونني ان استثمر خزانات وقودهم
    Oksijen tüpü artan basınca dayanamayınca, bum! Open Subtitles و عندما لا تتحمل خزانات الأكسجين هذا الضغط المتزايد
    Balinaların davranış tarzlarını bozmamak için ekip, oksijen tüpleri olmadan dalmak ve nefeslerini olabildiğince uzun süre tutmak zorunda. Open Subtitles لتجنب التشويش على سلوك الحيتان، على الفريق إتّباع الغطس الحر من دون خزانات التنفس، يحبسون أنفاسهم قدر ما أمكنهم.
    Galiba oksijen tüpünü ateşleyen şeyin kalıntılarını bulduk. Open Subtitles رئيسي, وجدنا بقايا ما قد أطلق خزانات الأكسجين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more