Bu arada o kadar dikkati dağıldı ki Benzin deposunu bile açamadı. | Open Subtitles | و قد كان مشوش و لايستطيع أن يفتح خزان الوقود |
Tabii, Benzin deposu çarpma esnasında tamamen dolu değilse ve parçalanmamışsa. | Open Subtitles | حتى ولو كان خزان الوقود كامل الامتلاء وقت التصادم -اوه,انا لاافهم |
Biri benzin deposuna bir paçavra sokup tutuşturmuş. | Open Subtitles | بشخص وضع قطعة قماش في خزان الوقود و أشعل فيها النار |
Yarım depo benzinimiz var. 150 mil yol gittik. | Open Subtitles | نحن نملك نصف خزان الوقود نحن مشينا 150 ميل على هذا الطريق |
Yakıt tankı neredeyse boştu. | Open Subtitles | خزان الوقود كان معبأ باقل كمية من الوقود |
Çörek yağını biyodizele çevirdiğimden beri depoyu her dolduruşumda, çok hızlı kullanmamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | على هذا الوضع, علي أن أغير المحرك التالف الى محرك بيولوجي في كل مرة أملئ خزان الوقود أنا فقط أحاول ألا أقود بسرعة كبيرة |
Arabalarını yakan insanların genellikle bilmediği şey, önce Yakıt deposu yanar. | Open Subtitles | ما لا يدركه الناس أنّه عندما يشعلون سيّارة فإنّ خزان الوقود ينفجر أوّلاً |
Ne de olsa kafasını kırmak, yakıt deposuna niçin kum doldurduğunu anlatmaktan kolay. | Open Subtitles | تحطيم جمجمته أسهل من شرح سبب وضعه للرمل في الطائرة في خزان الوقود |
- Benzin deposunu vurdular herhalde. | Open Subtitles | لابد أنهم أصابوا خزان الوقود .حسنا ، خطة جديدة |
Tam güç altında, 70 litrelik Benzin deposunu yalnızca 13 dakikada içiyor. | Open Subtitles | في دردشة الكاملة، وأنها سوف مضغه من خلال خزان الوقود 18.5 جالون في 13 دقيقة فقط. |
Benzin deposunu deldi. | Open Subtitles | لقد صنع للتو فتحة فى خزان الوقود للسيارة |
Siz de bilirsiniz, bazen Benzin deposu patlar. | Open Subtitles | أحياناَ ينفجر خزان الوقود |
Benzin deposu delinmiş ve araba alev almış. | Open Subtitles | خزان الوقود كان مثقوبا و... . ـ |
Tamam, benzin deposuna biraz şeker... Dert değil. | Open Subtitles | حسناً, لا صعوبةً في وضعِ بعضاً من السكرِ في خزان الوقود |
Cep telefonunu elektrik devresi yerine benzin deposuna takarsanız sonuçları böyle olur. | Open Subtitles | ... هذا ما يحدث إذا قمت بتوصيل هاتف نقال ... وألصقته في خزان الوقود بدلاً من لصقه على منظم كهرباء السيارة |
Para çekmem lazım, çünkü depo boş. Sana kadar bile götürmez. | Open Subtitles | يجب عليّ ذلك لأن خزان الوقود فارغ لن استطيع الوصول لك ِ |
Yakıt tankı patladı demişlerdi. | Open Subtitles | إنهم يقولون أن خزان الوقود إنفجر |
Diğer adam "geçiş akçesi" ve "depoyu fullemek" gibi kalıplar kullanmış ki bunlar Florida'ya has. | Open Subtitles | الرجل الاخر يستخدم كلمات مثل المنعطف الحاد و ملء خزان الوقود كلاهما يعتبران خاصان بمنطقة فلوريدا |
Yakıt deposu delinmiş, araç hemen alev almış. | Open Subtitles | خزان الوقود كان مثقوبا، فاشتعل الوقود فورا. |
Uçağın dışına çıkıp şişeyi yakıt deposuna boşaltmalısın. | Open Subtitles | أريدك أن تخرج من الطائرة وتصبهُ فى خزان الوقود. |
yakıt tankını neredeyse boşaltmış. | Open Subtitles | خزان الوقود كان معبأ باقل كمية من الوقود |
O zaman tanklar Rue de la Croix'a dogru yol aliyor mu ona bakacagiz, öyle mi? | Open Subtitles | تحقق من خزان الوقود في شارع لو كروي |
Eagle kontrol, yatı parçalarına ayırdılar. benzin tankını vurmuş olmalılar! | Open Subtitles | قيادة النسر , لقد فجروا اليخت لفتات لابد أنهم أصابوا خزان الوقود |
Şüpheli 1, benzin tankerinin yanında. | Open Subtitles | -المجرم رقم واحد وحيدٌ قرب خزان الوقود . |
Ya da faturalarını ödemedin ve depoya çeyrek litre benzin doldurdun çünkü artan parayla mini pakette sığır pastırması aldın. | Open Subtitles | او ربما لانك لم تسدد فواتريك ووضعت فقط ربع غالون البنزين في خزان الوقود لانك اردت صرف الباقي على برجر ميني مارت |