"خسرتُ" - Translation from Arabic to Turkish

• kaybettim
• kaybettiğimde
• kaybetmiş
• kaybettin
• kaybettiğim
• kaybetmiştim
• yitirdim
• Yenilirsem
• Kaybedersem
• Kaybetseydim

Ama oldu. Ve ben en iyi iki arkadaşımı kaybettim.
حسناً، لقد حصل، والآن لقد خسرتُ أعزَّ صديقين بالنّسبة ليَّ.

Temyizi kaybettim. Yeniden gözden geçirme talebi reddedildi.
. خسرتُ الإستئناف خسرتُ فرصة إعادة النظر في القضية

Lanet olsun! O otobüs kazasında 15000 dolara yakın para kaybettim.
تباً، لقد خسرتُ ما يقرب من خمسة عشر ألف دولار فى حادث تصادم تلك الحافلة.

Size söylüyorum, parayı kaybettim. Yemin ederim param yok.
انا اخبركم بانني خسرتُ المال أقسم للّه ،ليس هناك أي مال

Hasta çocuk üzerime saldırdı, davayı kaybettim, işten atıldım.
أتعرض لهجوم من شخص مختل, خسرتُ القضية وفقدتُ وظيفتى

Delinin teki bana saldırdı, davayı kaybettim ve işimden oldum.
أتعرض لهجوم من شخص مختل, خسرتُ القضية وفقدتُ وظيفتى

Basket maçını kaybettim çünkü ümitsizleşmiştim.
خسرتُ لعبة كُرَة السلَة تِلك لأني فقدتُ الأمل

25.000$ kaybettim. İşte, söyIettiniz. Şimdi beni yaInız bırakın!
خسرتُ 25 آلف، قايضاني، اتركاني وشأني الآن.

Zaten kazandığımdan daha fazlasını kaybettim ve burada saçmalamaktan sıkıldım artık.
مسؤوليات لقد خسرتُ بالفعل أكثر مما أنجزت و أنا منهكّ من الكدحّ هنا

Dünyada en çok sevdiğim insanı kaybettim.
خسرتُ الشخص الذي أحبّه أكثر في هذا العالم

Çünkü kaybettim. Ama senin ahlak yolculuğun adına değil!
لقد خسرتُ ، أقتلني ولكن ليس باسم الأخلاق

Eşimi kaybettim kızlarımı kaybettim burada tek başına uyandım.
لقد خسرتُ حياتي ابنتي و استيقضت هنا وحيداً

Kardeşim gibi sevdiğim iş arkadaşlarımı kaybettim.
لقد خسرتُ أعضاء فريقي الذي كانوا بمثابة عائلةٍ لي

Meslektaşlarımı, işimi ve ailemi senin yüzünden kaybettim.
.. لقد خسرتُ رفاقي ، و عملي و عائلتي بسببك

Zaten bir çocuğumu bu sporda kaybettim. Gene aynı şeyleri yaşamak istemiyorum.
لقد خسرتُ عن ابن بهذه الرياضة لا أرغب بخوض هذا مجدداً

Geçen hafta borsada 5 milyon kaybettim.
لقد خسرتُ خمسة ملايين في مؤشر العقود الآجلة في الأسبوع الماضي

Bekaretimi kaybettiğimde kendimde değildim.
كنتُ غائبة عن الوعي عندما خسرتُ عذريّتي.

Biliyorsunuz pazar sabahı bir kardeşimi kaybetmiş gibiyim.
أتعلمون ، أشعر كانّني خسرتُ أخًا، صباح الأحد

Sen erkek çantanı ve otlarını kaybettin, ben de saygınlığımı ve olası bir aşk iişkisini.
خسرت حقيبتك ومُخدّراتك، وانا خسرتُ كرامتي وعلاقة حبّ مُحتملة.

kaybettiğim diğer şeyleri de dikkate alınca bunu da kaybetmeyi göze alamam.
ونظراً لأنّي خسرتُ كلّ شيءٍ آخر، لا يُمكنني تحمّل خسارة ذلك أيضاً.

O zaman anlayamamıştım, fakat... o zaman... İki kızımı kaybetmiştim.
لم أدرك الأمر آنذاك، لكن في ذاك اليوم، خسرتُ ابنتيْن.

"Sevdiceğimi yitirdim hiçbir şey yokken ortada..." "Ona sırtımı çevirdim bir demet gül adına..."
خسرتُ صاحبيّ بدون أن أستحق، وباقة وردٍ رفضتها

Gözümü profesyonelliğe diktiğimden beri Yenilirsem canıma kıyacağıma dair kendime söz verdim.
لذا حين طمحت أن أضحى لاعبةً محترفة... قررت أنّي إذا خسرتُ مباراة واحدة قطّ، فسأنتحر.

Üniversite mezunusun, iyi bir ünün var, ben bu işi Kaybedersem, tekrar temizlikçiliğe geri dönmem gerekir.
لديك تعليم جامعي و سمعة طيبة إذا خسرتُ هذا العمل سأعود لتنظيف منازل الأخرين

Tüm o parayı Kaybetseydim başım belaya girerdi diye düşündüm, ben de karşı koydum.
حسنآ,أنا عرفتُ أنني سأكون في ورطة لو خسرتُ كل ذلك المال,لذا قاتلت