"خشيت أن" - Translation from Arabic to Turkish

• diye korktum
• diye korkmuştum
• korkuyordum ama

Senin için bir konuşma hazırladım söyleyeceklerimi unuturum diye korktum.
ثمّة خطبة أودّ إلقاءها عليكَ، لكنّي خشيت أن أنساها.

- Öpemedim. Doğru bir şey yapmıyoruz diye korktum.
لم أقدر، إنّما خشيت أن ما كنت أفعله لم يكُن الصواب.

Konuşup beni vazgeçirirsin diye korktum. Vazgeçirebilirdin de.
خشيت أن تقنعيني بالحيد عن ذلك، وإنّك قادرة على هذا

Önceden söylemeliydim ama sen de benim öldürdüğümü zannedersin diye korkmuştum.
كان يجب أن أخبركِ من قبل ولكني خشيت أن تفترضي أني قتلتها مثل البقية

Depremde yok olup işime karışmanın intikamını alamayacağım diye korkmuştum.
خشيت أن تكون قد لقيت حتفكَ في الزلزال، لتحرمني بذلك من فرصة سداد دين تدخلكَ القديم في عملي كاملًا.

Çok geç olduğundan korkuyordum ama daha sonra ışığınızı gördüm.
خشيت أن يكون الوقت متأخرًا ثم رأيت نورك مضاءً

Mehmet anlar da kızar diye korktum.
ولكن خشيت أن يدرك محمد السبب ويغضب علي

Polis diye korktum.
خشيت أن تكون الشّرطة هي من تتطرق الباب.

Avlanırlarsa ölümlerini hissederim diye korktum.
خشيت أن يتم مطاردتهم ... أن أحُسّ بهم يموتون

Polisi arayacak diye korktum ve gittim. Çok enteresan.
خشيت أن تتصل بالشرطة,فغادرت

Hiç buluşamayacağız diye korktum.
لقد خشيت أن لا نلتقي.

Ben aradım çünkü Symchay'e bir şey oldu diye korktum.
أصغ, لقد اتصلت لأنني خشيت أن يكون قد حدث مكروه لـ(سيمشي)

Benim gibi olurlar diye korktum.
خشيت أن يُصبحوا مثلي

Bağdat Pazarı'ndaki bir tuvalet gibi kokar diye korkmuştum ama güzel bence.
لقد خشيت أن تعلق رائحته كما في في حمام السوق الشرقية في بغداد

Bir süredir görmüyordum. İş işten geçti diye korkmuştum.
لم أرَه منذ فترة، خشيت أن يكون لقي حتفه.

Kaçırılacağım diye korkmuştum.
خشيت أن اُختطف

Demek istediğim, işlerin iyi gitmediğini söylemenden korkuyordum ama şimdi...
خشيت أن تقول لي أشياء .لا تناسبني - - ولكن الآن