Ama gerçekten çok verimli bir araç bu, ve bu görselleştirmeler, bilgi grafikleri ve görseller, bu araçtan açan çiçekler gibi. | TED | لكنها بيئة خصبة حقا، ويبدو الامر وكأنه عروض، رسوم بيانية، عرض بيانات، انها تبدو مثل الزهور التي تتفتح من هذه البيئة. |
Bu kurak topraklara suyun gelmesi ile Okavango verimli bir cennete dönüşüyor. | Open Subtitles | و بينما يتدفق الماء في أراضي الصحراء تتحول أوكافانجو إلى جنة خصبة |
Benim yanımda tahta oturmadan önce doğurgan olup olmadığını göreceğiz. | Open Subtitles | وسنعلم أنك خصبة قبل أن تجلسي على أي عرش قربي |
Normal aynı kuşak solucanların yaptığı gibi, ... ... tamamiyle doğurgan olabilirler. | TED | وهي يمكن ان تكون خصبة تماماً ولديها نفس العدد من الذرية تماماً مثل الدودة الطبيعية. |
Bir çoğu bunu istiyor çünkü volkanik araziler bereketli olmasının yanı sıra çok kazanç sağlıyor. | Open Subtitles | العديد من الناس يختارون ذلك؛ لأن التربة البركانية خصبة ومنتجة. |
Bu verimsiz mercan adasını bereketli ormanlara dönüştürmek için yeterlidir. | Open Subtitles | و هناك منه ما يكفي ليحول الجزر المرجانية الجرداء إلي بساتين خصبة |
Bu, yolsuzluğun büyümesi için mükemmel bir üreme alanı. | TED | إن هذا يوفّـر تربة خصبة ملائمة لتفشي الفسـاد. |
Körfez kıyısı boyunca, çölden rüzgârın getirdiği kum, deniz yatağını verimli tutuyor. | Open Subtitles | ،على امتداد شاطئ الخليج الأرضية تبقى خصبة بفضل الرمال القادمة من الصحراء |
Çünkü benim için, çok verimli bir hissi var ve yaratıcı bir araç. | TED | لأنه بالنسبة لي، فإنها تشبه بيئة، خصبة وخلاقة. |
Ama şu anda batık olduğu için, artık verimli değil. | Open Subtitles | بالرغم من أنها غارقة الآن فهى خصبة مع ذلك |
Meslektaşları verimli topraklar ve su bolluğu yaşarken, o boşa kürek çekti. | Open Subtitles | في ذات الوقت ، كان بوجود أرض خصبة و وفرة من الماء لم يتمكن من زراعة شيء |
Dört milyon yıl boyunca zaman ve doğa şartları, külü verimli toprağa dönüştürdü. | Open Subtitles | عبر أربعة ملايين عام الزمن وعوامل عدّة حوّلت الرماد إلى تربة خصبة |
Milyonlarca çeşit canlı bu güzel, verimli topraklarda yaşıyor. | Open Subtitles | كأرض خصبة كما هي أيضاً جميلة يسكنها الملايين من المخلوقات المتنوعة |
Gooper'ın karısı yine hamile. Çok doğurgan olduğunu kabul etmelisin. | Open Subtitles | و لكن زوجة جوبر ، انها مربية جيدة و يجب ان تعترف انها خصبة |
Gooper'ın karısı yine hamile. Çok doğurgan olduğunu kabul etmelisin. | Open Subtitles | و لكن زوجة جوبر ، انها مربية جيدة و يجب ان تعترف انها خصبة |
Çocuk yapmam için bir acelem yok. Bizim sülale acayip doğurgan. | Open Subtitles | لستُ على عجلة لإنجاب أطفال فعائلتي خصبة للغاية |
Dişiler yalnız iki yılda bir doğurgan oluyor. | Open Subtitles | لا تكون العياثيم خصبة إلا مرةً في كل عامين |
Büyük bir serveti ve bereketli toprakları olan bir hane çok güçlü bir donanması olan ve bir gün sana saldırabilecek bir haneye karşı senden koruma istiyor. | Open Subtitles | منزل لديه ثروة كبيرة وأراضِ خصبة يطلب حمايتك ضد منزل آخر لديه جيش قوي قد يعارضك يوم ما. |
Ve kalan tüm saf su artığını da organik olarak filtreleyip çöl adayı zaman içinde yeşil ve ve bereketli bir araziye çevirmek için toprağa verdik. | TED | وكل فائض المياه العذبة ومياه الصرف الصحي تتم تنقيتها عضوياً في المنظر الطبيعي تدريجياً تحول الجزيرة الصحراوية لمناظر خضراء خصبة |
Balkabağı, fasulye, mısır, arabada seks ve uyanışçılık için bereketli bir toprağız. | Open Subtitles | نحن أرض خصبة للذرة, فاصوليا, الكوسا |
Serengeti'nin batısında meralar bulunmaktadır ve özellikle "Kısa Otlar" adıyla bilinen bereketli ovalar bulunur. | Open Subtitles | إلى الغرب، تقع أراضي "سرنجيتي" العشبية ومنطقة خصبة جداً معروفة بسهول العشب القصير |
Çöp torbaları, bakteri ve mantar patojenlerinin üreme yerleridir. | Open Subtitles | أكياس القمامة هي أرضية خصبة لمسببات الأمراض البكتيرية و الفطرية |