Pozisyonları, kapasitelerinin çok üzerindeydi ve bu onların suçu değildi. | TED | كانت مناصبهم تفوق قدراتهم، وهذا لم يكن خطأهم. |
Dört küçük çocuğum var ve ara sıra olan gecikmelerim için onları suçlamayı isterim ama bazen hiç de onların suçu değil. | TED | لدي أربعة أطفال صغار، وأودُ لومهم عن سبب تأخري في بعض الأحيان، ولكن سبب تأخري ليس خطأهم فقط. |
Bu onların hatası değil. Sanırım babalarının bir kromozomu eksik. | Open Subtitles | إنه ليس خطأهم ، أعتقد والدهم يفتقر إلى كرومسوم |
Hadın herkese harika olduklarını ve hiçbirşeyin onların hatası olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | إنها تخبرالناس أنهم رائعين و لا شئ يحدث هو خطأهم |
Evet ama Hatalarını fark edinceye kadar okula kabul edilmiş oluruz. | Open Subtitles | نعم، عندما يكتشفوا خطأهم سنكون قد أدخلنا الأطفال بالفعل |
Zebradaki hataları, ...her birinin sıradan çitalar gibi tek başına avlanmalarıydı. | Open Subtitles | خطأهم مع الحمير الوحشية أنهم اصطادوا كما تفعل باقي الفهود منفردة |
Bu tetikleyicilerin ne olduğunu öğrendim ve bunlar meydana geldiğinde, artık onların suçu değil. | Open Subtitles | لقد قمت بتحديد العوامل المحرّضة، و عندما يواجهونها، فذلك ليس خطأهم. |
Bu onların suçu değil. | Open Subtitles | الجميع هنا يبدوا قصيرا وبدينا هذا ليس خطأهم بالكامل |
onların suçu değil. "Upper Sandusky'yi ayaklarınızın altına seriyorum." | Open Subtitles | انه حقاً ليس خطأهم ، "آنسة تمبرلاك اعرض عليك سانداسكى العليا" |
Hepsi onların suçu değil, ve o kadar da kötü değil. | Open Subtitles | حسناً ... هو ليس خطأهم بالتحديد ... وفي النهاية، إنه ليس بهذا السـوء. |
O lanet doktorlar. onların suçu. | Open Subtitles | هؤلاء الأطبّاء الأوغاد، إنه خطأهم. |
Biliyorsun. Bunu onların hatası yapmak adaletsiz ve tehlikeli. | Open Subtitles | و أن تجعل هذا خطأهم إنه ليس عادلا فحسب إنه خطير |
Herkesin sorununu çözeceğinizi söylersiniz, yapamadığınızda da onların hatası olur, çünkü siz asla yanılmazsınız. | Open Subtitles | تقولون أن بإستطاعتكم إصلاح مشاكل كل شخص وعندما لا تستطيعو فهذا خطأهم لانكم لا تخطؤن أبدا |
Eğer peşimizden buraya gelirlerse bu onların hatası olur. | Open Subtitles | إذا جاءوا إلى هنا بعد الولايات المتحدة، انها ستعمل يكون خطأهم. |
Adil olmak gerekirse, bu tamamen onların hatası değildi. | TED | ولكي نكون عادلين، لم يكن خطأهم وحدهم. |
Hatalarını anlayınca kendi hayatlarına son verirler. | Open Subtitles | يأخذون حياتهم في أقرب وقت كما أنهم يدركون خطأهم. |
Onlara katılmamın tek nedeni, Hatalarını gidermelerine yardımcı olmaktı. | Open Subtitles | السبب الوحيد لإنضمامي لهم هو مساعدتهم علي محو خطأهم |
Ama hataları için çok üzülmüşler herhâlde. | Open Subtitles | لكني أعتقدُ بأنهم شعروا بسوء جراء خطأهم ذاك |
Eğer hatalı olsa bile o hatanın oluşması bile bilgi sayesinde olmuştur. | Open Subtitles | بل يعني حتى ولو كانو مخطئين فإن خطأهم في معلومات أكثر من اللتي تعرفها |
Eğer bir sorun olursa, sana düzgün bilgi vermedikleri için suç onlarındır. | Open Subtitles | وإذا حصل خطأ ما سيكون خطأهم لأنهم لم ينبهوك عليه |
Onlara yanıldıklarını ispatlamak için bir ele geçirmeye ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | ، حاول اختلاق حالة تلبس شيطاني ليثبت لهم خطأهم |
Evil Corp'u düşünürsek Bay Robot onların açığını bende buldu. | Open Subtitles | ،بالنسبة لشركة (إيفل) فالسيد (روبوت) اعتبرني أنا خطأهم البرمجي |