Oli'nin kaybolması onların suçu değil, öyleymiş gibi davranmayı kes. | Open Subtitles | إن اختفائه ليس خطؤهم إنه لا يتوقف عن التصرف هكذا |
Bunun en iyi yanı, konser kulağa hoş gelmiyorsa, bu onların suçu. | TED | الشيء الجيد في هذا، إذا لم يبدُ الحفل جيدًا، فهو خطؤهم. |
Olmaz. Bu onların suçu. Ne kadar bütçeleri olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | مستحيل, إنه خطؤهم لم يحسنوا الموازنة |
Ama bu onların suçu. | Open Subtitles | عندها ذلك خطؤهم |
Bu onların suçu. | Open Subtitles | . إنه خطؤهم |
onların suçu değildi. | Open Subtitles | لَم يكُن خطؤهم |
Yani gerçekten düşündüğünde bütün suç onların. | Open Subtitles | لذا حقاً لو فكرت في الأمر فالأمر برمته خطؤهم |