planı, kendine bir kadeh beyaz şarap doldurup en güzel geceliğini giyerek geride kabartmalı kağıda yazılmış bir not bırakmaktı. | Open Subtitles | خطتها كانت ان تسكب كأسا من نبيذها المفضل و ترتدي أجمل فساتين نومها و تترك خلفها رسالة على أرقى قرطاسية |
Gerçekten de yaptığımız şey, takımlar oluşturup tüm stratejik planı kocaman bir duvara çizmek. | TED | ما نفعله حرفياً هو أن نجعل الفرق ترسم خطتها الإستراتيجية كاملة في حائط واحد ضخم |
planı, Zelig'i kır evine götürmektir. | Open Subtitles | خطتها كانت بأن تحضره معها لموطنها الأصلي |
Ne kadar hırslı olursa olsun, planını 90 saniyede uygulayamaz. | Open Subtitles | نعم، حسنا، كل عاطفة العالم لن تجعل خطتها ممكنة التنفيذ خلال 90 ثانية. |
planının işlediğinden emin olmak için oradaydı. | Open Subtitles | كانت هناك فقط لتتأكد أن خطتها تسير وفق كما أرادت |
Planımız onunla konuşmak ve onun planın ne olduğuna bakmak. | Open Subtitles | خطتنا هي أن نتحدث اليها , ونرى ماهي خطتها |
Onun planıydı. Bilirsiniz, meclislerde böyle söylemek zorundayım -- Onun planıydı beni kısa bir süreliğine koruma altına vermek, henüz o okuyorken. Ama sosyal hizmet görevlisinin, farklı bir planı vardı. | TED | كانت خطتها. تعرفون لابد ان اقول هذا في المنازل كانت خطتها أن أكون في الرعاية لفترة بسيطة في حين تدرس، ولكن الراعية الاجتماعية، كان لديها خطة مختلفة |
Ama onun planı beni kendim bir şeyler yapma konusunda düşündürmeye başlattı. | Open Subtitles | ولكن خطتها جعلتني أفكر في تصفية بعض الأمور الخاصة بي. |
- Başından beri planı buydu. - Onu durdurmamızın bir yolu yok. | Open Subtitles | ـ تلك كَانتْ خطتها لمده ـ ليس لنا طريقة لإقافها |
Ona sahip olacağını anlayana kadar Onunla flört ediyor. Bu onun için yedekleme planı gibi birşey. | Open Subtitles | ستغازله، حتى تعرف أنه امتلكته وكأنه خطتها الاحتياطية |
Onun yedek planı olamazsın. yollarına gitsinler. | Open Subtitles | لا يُمكنُكَ أن تكون خطتها البديلة عليكم أن تتركوا بعضكم البعض |
Onun planı, zaten bizi bu karmaşanın içine soktu! | Open Subtitles | خطتها ادت بنا الى هذه الفوضى في المقام الأول |
Audrey planın beyni cadımız, planı uygulamak için diğer üçünün aklını çelen kişi? | Open Subtitles | المرأة الخارقة , التى قامت بأغواء الثلاثة الاخرين لتنفيذ خطتها ؟ |
Ben Ruby'nin takımında olacağım ve oyun esnasında Charlie'yi aşağılama planını kurnazlıkla ortaya çıkaracağım. | Open Subtitles | حسناً فرانك، أنا سألعب في فريق روبي وفي منتصف اللعبة، سأستخرج بمهارة خطتها لإذلال تشارلي سأنال منها |
Onun planını dinlemek için sabırsızlanıyorum, mümkünse seçim bitmeden önce. | Open Subtitles | أنا أتطلع لأسمع خطتها على الأغلب قبل نهاية الإنتخابات |
- Pekâlâ, planını uygulamaya başlamadan onu diğerlerinden ayırmamız gerek. | Open Subtitles | حسناً، نحن بحاجة لحجزها قبل أن تنفذ -أياً كانت خطتها |
Dokuz adımlı planının ilki için sana yaklaştı. | Open Subtitles | إن التقرب منك هي خطوة في خطتها المؤلفة من 9 خطوات |
Öyle ki planının başarılı bir erkeği içermeyen versiyonu yoktu. | Open Subtitles | في الواقع، لم يكن هناك أي نسخة من خطتها لا تتضمن رجلاً عظيماً. |
Tokyo'ya gitme planının bir parçasıymış! | Open Subtitles | لقد كانت فقط جزء من خطتها لهذه الرحلة |
Bu onun öteden beri planıydı. | Open Subtitles | لقد كانت تلك خطتها منذو البداية |
Ve sen hapisteyken, planına karşı bir kişiyi daha elemiş oldu. | Open Subtitles | لذا بوجودك في السجن، أصبح لديها صوت أقل ضد خطتها |
Bunun anlamı şu, Brezilya'nın kalkınma planında sosyal ilerlemeye öncelik verip, tek başına büyümek değil, sosyal gelişmeyle beraber büyüyebileceğini anlaması lazım. | TED | والذي يعنيه هذا أن البرازيل بحاجة إلى وضع التقدم الاجتماعي في الأولوية في خطتها التنموية وتلاحظ أنه ليس النمو وحده، بل النمو مع التقدم الإجتماعي. |
Asıl soru şu, döndüğünde hangi hain plânlarını uygulayacak? | Open Subtitles | ...السؤال الوحيد يكون ماذا تكون خطتها الماكرة للعودة ؟ |
Greer kimsenin haberi olmadan bebeği birine vermeyi planlıyor ama biri planlarını öğrenmiş ve ona şantaj yapıyor. | Open Subtitles | جرير تخطط لمنح الطفل .. لكن أحدهم عرف حقيقة خطتها |