Madem tehlikeli birisi, neden onu kurtarmak pahasına canını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | حسناَ لو كان كذلك خطراَ جداَ لم تخاطر بحياتك لإنقاذه ؟ |
Genel olarak, Eski Roma'da zirve yalnız ve oldukça tehlikeli bir yerdi. | Open Subtitles | على وجه عام , يبدو أن كون المرء على القمة كان مكاناَ موحشاَ و خطراَ للغاية في روما القديمة |
Erişilenler'in kontrolündeki Dünya uzun soluklu planlarım için oldukça tehlikeli. | Open Subtitles | الــ"ريتش" المسيطرون على كوكب الأرض يمثلون خطراَ على خطتى على المدى البعيد. |
Çocuk olsa bile, tehlike yaratmayacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | وحتى لو كان طفلا لايعني بأنه لن يكون خطراَ |
Yani... şahıs ile dostane bir ilişki tesis etme adına artık hiçbir tehlike oluşturmayan şahsı topluma kazandırmayı reddeden anlayışsız şartlı tahliye kurulu yüzünden onunla beraber gözyaşı mı dökmeliyim? | Open Subtitles | حسناَ جكزء من تأسيس علاقة مع الموضوع هل علي النحيب معه وعلى كل لوائح التسريح المتعاطفة التي ترفض تسريحه عائداَ للمجتمع حيث واضح أنه أدلى بأنه ليس خطراَ أبعد ؟ |
Bence bu istasyon için tehlike oluşturuyor. | Open Subtitles | أعتقد أنه يشكل خطراَ على محطة الإطفاء هذه , نعم |
Yeterince tehlikeli değildi. | Open Subtitles | لم يكن خطراَ بما يكفي |
Kardeşin yaptığı şeyin tehlikeli olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف أن ما يفعله خطراَ |
tehlikeli görünen birine güvenmenin. | Open Subtitles | الثقة بشخص يبدوا خطراَ |
- tehlikeli olabilir. - Sorun değil. | Open Subtitles | - قد يكون خطراَ عليك |