"خطرًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • tehlikeli
        
    • tehlike
        
    • risk
        
    • riskli
        
    • riskliydi
        
    • tehditken zar
        
    Bir zamanlar Hazarlar için huzurlu bir cennet olan yer şimdi Pakistan'ın en tehlikeli şehrine dönüşmüştü. TED الملاذ الآمن الوحيد للهازارة، لقد تحولت الآن إلى أكثر المدن خطرًا في باكستان.
    2013 yazı, bir öğleden sonra, DC polisi bir adamı şüpheli ve potansiyel tehlikeli göründüğü için tutukladı, sorguladı ve aradı. TED بعد ظهر أحد الأيام الصيفيّة في عام 2013، اعتقَلَت واستجوبَت وفتشَت شرطة واشنطن رجلاً والذي بدا مشبوهًا ويحتمل أن يكون خطرًا.
    Örneğin, kan sulandırıcılar ve aspirin bir araya geldiğinde tehlikeli olan benzer etkilere sahiptir. TED لمميّعات الدم والأسبرين، على سبيل المثال، تأثيرات مشابهة من شأنها أن تمثل خطرًا في حال اجتمعت مع بعضها.
    Bu durumda Atlantik Ticaret Bankası, yüzme havuzunun güvenliğini sağlamadan ve çocuklar için bir tehlike oluşturmadığından emin olmalıdır. Open Subtitles وفي هذا الحالة المالك هو بنك أتلانتك التجاري أن يؤمن سلامة المسبح وأن يضمن ألا يكون خطرًا على الأطفال
    Ama yine de çok ciddi bir risk vardı. Open Subtitles في أكثر من مناسبة أو اثنتين ولكنه يبقى خطرًا جليلاً
    Sayın Yargıç, müvekkilimin nakil için oldukça riskli olduğunu söyleyen de Skokie idi, ama gördüğünüz gibi kendisi burada. Open Subtitles سيدي القاضي، لقد قرروا في سكوكي أن نقل موكلتي قد يكون خطرًا ومع هذا فها هي هنا
    Köpeğinin uyutulması gerekti çünkü tehlikeli bir hayvandı. Open Subtitles كلبك ذاك تحتم القضاء عليه لأنه كان خطرًا
    Bir pulsar gezegenin yüzeyinde bulunmak çok tehlikeli olacaktır. Open Subtitles الوقوف على كوكب تابع لنجم نابض سيكون اقتراحًا خطرًا للغاية
    Birazcık tehlikeli diye pes etmem. Open Subtitles و لهذا لن أتوقف عن فعل ما أريده لأنّه قد يكون خطرًا قليلًا
    Bu, girdapların bizi yok etmesinden daha mı tehlikeli? Open Subtitles وهل هذا أكثر خطرًا من دوامة تضع فجوات في عالمنا؟
    Demek istediğim, tehlikeli değil mi? Open Subtitles أليس هذا خطرًا ؟ لماذا لم تضعها كـ حارسة مقبرة ؟
    Ama burada değil. Adanın bu kesimi karanlık çöktükten sonra daha da tehlikeli bir hale gelir. Open Subtitles لا، ليس هنا، هذا الجزء من الجزيرة يكون أكثر خطرًا ليلًا.
    Pek çok insan iki Lamed Vav'ın bağlantısının tehlikeli olduğuna inanır. Open Subtitles العديد من الناس يعتقدونَ أن إرتباطَ إثنين من المستقيمين ،، قد يكونُ خطرًا ،، أنا؟
    Başlıklı'dan daha tehlikeli bir kanunsuz göster bana. Open Subtitles اذكر لي أحدًا أكثر خطرًا وخرقًا للقوانين من القلنسوة.
    Yani, karın ve çocuğun olmasına rağmen bir Alman'la ilişki yaşamaktan daha mı tehlikeli? Open Subtitles تعتقد أنه أكثر خطرًا من وجودك في علاقة غرامية مع فتاة ألمانية؟ عندما تمتلك زوجة وابنة؟
    Eğer tehlikeli bir varlık olsaydın seni öldürmem yönünde Aslan Kral Örgütü'nden emir almıştım. Open Subtitles لقد أمرتني منظمة الملك الأسد بالقضاء عليك إن بدوتَ خطرًا
    tehlikeli olduğunu ve insanları öldürdüğünü söylüyorlar. Open Subtitles ،إنهم يقولون أنك تمثل خطرًا لأنك قتلت أناسًا
    araçlar atlara, yayalara ve diğer her şeye tehlike oluşturmaya başladı. TED وحقيقة أن السيارات تشكل خطرًا على الأحصنة، والرّاجلين والعربات وما إلى ذلك.
    Demansı artık bende kalmasının, kendi açısından tehlike yaratacağı noktaya geldi. TED كان العَتَه هو الأمر المُلح آنذاك عندما كان خطرًا عليها أن تمكث معي بالمنزل.
    Bu seviye yakınlardaki nüfus için tehlike arz etmez. Open Subtitles لا يجب أن تسبب هذه المستويات خطرًا على السكان المجاورين
    İşin aslı, kendini risk altında hissetmeseydin aramızda böyle bir konuşma geçmezdi. Open Subtitles الحقيقة هي ما كنا لنخوض هذه المحادثة .إلّا وإذا كنت لم تشعر بأن هناك خطرًا عليك
    - Ama bu çok riskli. - Ne kadar riskli? Open Subtitles ولكنه خطر جدًا - إلى أي حد يكون خطرًا -
    Ancak çok riskliydi bir de kendim gibi olmazsam işin içine edebilirdim. Open Subtitles لكن الأمر كان خطرًا, وأنا لا أودّ أن أفسد الأمر بأن أبدو بعيدًا عن سجيّتي.
    Beyin Cerrahı dışarıda kol gezerken benim için bir tehditken zar zor uyuyabiliyordum. Open Subtitles لمّا كان جرّاح الأدمغة طليقًا ويشكّل خطرًا عليّ، جافاني النوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more